Postmenopozal Osteoporotik Kadınlarda Giyim Tercihlerinin D Vitamini ve Kemik Mineral Dansiteleri Üzerine Etkisi
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
P: 0-0
Aralık 2011

Postmenopozal Osteoporotik Kadınlarda Giyim Tercihlerinin D Vitamini ve Kemik Mineral Dansiteleri Üzerine Etkisi

Turk J Osteoporos 2011;17(3):0-0
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

D vitamini eksikliği osteomalazi, osteoporoz, myalji, kas güçsüzlüğü ve düşme kırık riskini arttırması nedeniyle önemli bir halk sağlığı problemidir. Giyim tercihleri D vitamini sentezi ve kan seviyelerini etkilemektedir. Bizim çalışmamızın amacı, postmenopozal osteoporotik kadınlarda giyim tercihlerinin kan serum D vitamini düzeyleri ve kemik mineral dansitesi üzerine etkisini araştırmaktır.

Gereç ve Yöntemler:

Çalışmamıza osteoporoz tanısı almış 55 kadın hasta dahil edildi. Bu hastalar giyim tercihlerine göre örtülü olanlar ve olmayanlar olarak iki gruba ayrıldı. Hastaların menopoz, dual energy x-ray absorptiometry sonuçları, kan kalsiyum, fosfat, paratiroid hormon, 25-hydroxyvitamin D seviyeleri ve osteoporoz tedavileri kaydedildi.

Bulgular:

25-hydroxyvitamin D seviyeleri anlamlı olarak örtülü giyim tercihinde olan kadınlarda daha düşük bulundu (17,0±7,9 ng/ml örtülü giyim tercihli hastalar, 33,9±22,0 ng/ml örtülü olmayan giyim tercihli hastalar, p<0,001). 25-hydroxyvitamin D seviyeleri ile femur boyun Z-skoru, femur total kemik mineral dansitesi, femur total T-skoru, L1-L4 kemik mineral dansitesi, femur boyun kemik mineral dansitesi arasında farklı mevsimlerde istatistiksel olarak anlamlı korelasyon bulundu (p<0,05).

Sonuç:

Postmenopozal osteoporotik örtülü giyim tercihi olan kadınlar D vitamini eksikliğine daha yatkın bulunmuştur. Düşük kan serum 25-hydroxyvitamin D seviyeleri azalmış kemik mineral dansitesine eşlik edebilir. Postmenopozal osteoporotik örtülü giyim tercihi olan kadınlarda düşük kan serum 25-OHD seviyelerine rağmen, giyim tercihi ile kemik mineral dansitesi arasında bir korelasyon bulunamamıştır.

Giriş

D vitamini bir hormon olarak kemik mineralizasyonu ve metabolizmasında, nöromüsküler fonksiyonlarda ve kalsiyum-fosfor dengesinin düzenlenmesinde önemli görevlere sahiptir (1-2). D vitaminin esas kaynağı ultraviyole B (UVB) ışınlarıdır (3). Deri, karaciğer ve böbrek sırasıyla D vitaminin sentez işleminde görev alırlar (2). UVB ışınlarının deriyle temasının engellenmesi D vitaminin deri sentezini olumsuz yönde etkiler (4).

D vitamini eksikliği yetişkin yaş grubunda önemli bir halk sağlığı problemidir. En sık D vitamini eksiklik sebepleri arasında deri sentezinin azalması, giyim şekli, intestinal emilimin azalması, D vitaminin ağızdan yetersiz alımı, yaşlanma ve güneş kremleri gösterilmektedir (2, 5). Düşük serum D vitamini düzeylerinin osteopeni, sekonder hiperparatiroidi, osteomalazi, kas güçsüzlüğü, osteoporozda ilerleme ve artmış düşme riski ve kırıklarla ilişkisi gösterilmiştir (2, 6-7).

Yakın zamanda bildirilen çalışmalarda, Türkiye’yi de içine alan güneş gören Akdeniz ülkelerindeki kadınlarda D vitamini eksikliği ve/veya osteomalazi bildirilmiştir. Türk kadınlarındaki D vitamini eksikliği sebepleri arasında giyim tercihlerinin etkili olabileceği söylenmektedir (8-9). Bizim çalışmamızın amacı osteoporozu olan postmenopozal kadınlarda D vitamini ve giyim tercihleri arasındaki ilişkiyi araştırmaktır.

Gereç ve Yöntem

Çalışmaya Mart 2007-Şubat 2008 tarihleri arasında polikliniğimize başvuran, Dünya Sağlık Örgütü osteoporoz kriterlerine göre (kemik dansitesi femur boynu, femur total veya lomber 1-4 T skoru <-2,5 ) osteoporoz tanısı alan 55 ksdın hasta dahil edildi. Hastalar giyim tercihlerine göre yüz ve elleri dışında örtülü olanlar ve olmayanlar olarak iki gruba ayrıldı.

Hastaların menopoz yaşları, almakta oldukları osteoporoz tedavileri, son bir yılda dual energy x-ray absorptiometri (DXA) ile ölçülen kemik mineral dansitesi (KMD) sonuçları, kan serum kalsiyum, fosfat, tiroid stimule edici hormon (TSH), paratiroid hormon (PTH), 25-hidroksi vitamin D (25-OHD), büyüme hormonu ve kemiğe özgü alkalen fosfataz (BS-ALP) seviyeleri ölçüldü. Bu tetkikleri hangi mevsimde yaptırdıkları kaydedildi. Sigara içme, steroid kullanımıöyküsü bulunan, diyabet, kanser, akciğer, karaciğer ve böbrek hastalıkları olan hastalar çalışmaya dahil edilmedi.

İstatistik değerlendirmeleri hazır SPSS-PC 15.0 programı ile yapıldı. Gruplar arasındaki farklara independent sample t testi veya Mann Whitney U testi ile bakıldı. Anlamlı değer 0,05 olarak kabul edildi.

Bulgular

Hastaların demografik bilgileri tablo 1 de gösterilmiştir. 25-OHD seviyesi ile femur boynu Z-skoru, femur total KMD ve femur total T-skorları arasında anlamlı ilişki bulunmuştur (p<0,05). Kış mevsiminde 25-OHD seviyesi ile femur boynu KMD, L1-L4 KMD ve femur boynu Z-skoru arasında anlamlı ilişki bulunmuştur (p<0,05) (tablo 2). Örtülü olanlarda 25-OHD seviyeleri anlamlı olarak daha düşük bulundu (17,0±7,9 ng/ml ve 33,9±22,0 ng/ml, sırasıyla örtülü olanlar ve olmayanlar, p<0,001). Giyim tercihi ile BS-ALP ve KMD skorları arasında anlamlı ilişki bulunamadı (tablo 3).

Tartışma

Bu çalışmada amacımız, postmenopozal osteoporotik kadın hastalarda giyim tercihi, kan serum 25-OHD ve KMD sonuçları arasındaki ilişkiyi incelemekti. İnsanlarda D vitaminin temel kaynağı güneşışınlarına maruziyettir (3,10). Vitamin D düzeyleri kan serum 25-OHD > 30 ng/ml normal, 25-OHD < 21-29 ng/ml yetersizlik ve 25-OHD < 20 ng/ml eksiklik olarak değerlendirilmektedir (11-12). Bu değerler özellikle postmenopozal kadınlarda önemlidir, çünkü intestinal kalsiyum emilimi ve kan PTH düzeyleri 25-OHD 30 ng/ml üzerinde olduğunda en ideal seviyede seyretmektedir (13-14).

Yetişkinlerde D vitamini eksikliği osteopeni ve osteoporoza yatkınlık oluşturmakta, aynı zamanda kırık riskini de arttırmaktadır (14-15). Ayrıca D vitamini eksikliği proksimal kas güçsüzlüğü, yaşam kalitesinde azalma, zihinsel, fiziksel ve sosyal fonksiyonlarda gerileme ile ilişkili bulunmuştur (7, 16-17). Güneşışınlarının deriye temasını engelleyecek kadar eller ve yüz dâhil tüm vücudun örtülmesi, artmış melanin pigmentasyonu, 15 ve üzeri koruyucu faktörlü güneş kremleri, kış mevsimi, sabah erken ve akşam geç saatler ve yaşlanma D vitaminin deri tarafından sentezlenmesini azaltıcı risk faktörleridir. Bununla birlikte, obezite, antikonvülsif ilaçlar, steroidler ve yağ malabsorpsiyonu kan serum 25-OHD seviyelerinin düşmesine sebep olabilmektedir (4, 18-21).

Daha önceki çalışmalarla benzer şekilde bizim çalışmamızda da örtülü giyimi tercih eden kadınlarda kan serum 25-OHD seviyeleri anlamlı olarak örtülü olmayanlara göre daha düşük bulunmuştur (22-23). Bizim çalışmamızın diğer çalışmalardan farkı, önceki çalışmalarda daha çok doğurganlık çağındaki kadın hastalar çalışmalara dâhil edilmişken, bizim çalışmamızda D vitamini eksikliği komplikasyonlarının daha yoğun olduğu postmenopozal hastalar çalışmaya dahil edilmiştir. Osteoporoz tedavisi gören kadınların yarıdan fazlasında D vitamini eksikliği olduğu bilinmektedir (24-25). Uluslararası geniş katılımlı bir çalışmada postmenopozal osteoporotik kadınların %71’inde D vitamini yetersizliği bulunmuştur (26).

D vitamini ile birlikte kalsiyum alımının osteoporozu önlediği ve KMD değerlerini arttırdığı gösterilmiştir (27-28). Osteoporoz riski altında veya osteoporozu olan kadınlara kalsiyumla birlikte D vitaminin önerilmesi ve 25-OHD seviyelerinin 30 ng/ml üzerinde tutulması konusunda fikir birliği bulunmaktadır (29). Farklı D vitamini doz uygulamaları göstermiştir ki günlük ağızdan 400 İÜ veya yıllık intramüsküler 300.000 İÜ D vitamininin kırıklarıönleme açısından yeterli olmadığı gösterilmiştir. Günlük ağızdan 700-800 İÜ veya üç ayda bir ağızdan 100.000 IU D vitamini pozitif antikırık ekti göstermiştir (30-31). Özellikle, yaşlı nüfusla yapılan çalışmalar D vitamininin KMD üzerine yararlı etkilerini göstermiştir (32). Aynı zamanda, postmenopozal erişkin yaş grubundaki düşük kan serum 25-OHD seviyelerine sahip kadınların da KMD değerlerinde D vitamini desteği sonrasında anlamlı olarak artış görüldüğü bulunmuştur (28). Bizim çalışmamız da benzer şekilde 25-OHD’nin KMD sonuçlarını etkilediğini göstermiştir. Kan serum 25-OHD seviyeleri arttığında, yaz ve kış mevsimlerinde DXA skorlarında artış görülmüştür. Fakat örtülü giyim tercihi olan ve olmayan hastalar arasında KMD sonuçları açısından herhangi bir anlamlı fark bulunamamıştır.

Hastaların aldıkları D vitamini miktarlarının kesin olarak belirtilmemesi ve düşük örneklem büyüklüğüçalışmamızın kısıtlılıklarını oluşturmaktadır.

Sonuç olarak, örtülü giyimi tercihi eden postmenopozal osteoporotik kadınlar örtülü olmayanlara göre D vitamini eksikliğine daha yatkındırlar. Düşük kan serum 25-OHD konsantrasyonları düşük KMD değerlerine eşlik etmektedir. Fakat örtülü giyim tercihinde bulunan postmenopozal osteoporotik kadınlarda düşük kan serum 25-OHD konsantrasyonlarına rağmen, giyim tercihleri ile KMD değerleri arasında direkt bir korelasyon yoktur. Etkin ve yeterli güneşışığına maruziyet örtülü giyim tercihinde bulunan kadınlara düşük 25-OHD konsantrasyonlarını kompanse etmek için önerilebilir.

References

2024 ©️ Galenos Publishing House