Kış Mevsiminde D Vitamini Düzeyi Üzerine Giyim Tarzının Etkisi
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Orijinal Makale
P: 0-0
Nisan 2011

Kış Mevsiminde D Vitamini Düzeyi Üzerine Giyim Tarzının Etkisi

Turk J Osteoporos 2011;17(1):0-0
1. Haydarpasa Numune Egitim Ve Arastirma Hastanesi, Fiziksel Tip Ve Rehabilitasyon Klinigi, Istanbul, Türkiye
2. Haydarpasa Numune Egitim Ve Arastirma Hastanesi, Tibbi Biyokimya Bölümü, Istanbul, Türkiye
3. =Haydarpasa Numune Egitim Ve Arastirma Hastanesi, Fiziksel Tip Ve Rehabilitasyon Klinigi
4. Egirdir Kemik Ve Eklem Hastaliklari Tedavi Ve Rehabilitasyon Hastanesi, Biyokimya Bölümü, Isparta, Türkiye
5. Haydarpasa Numune Egitim Ve Arastirma Hastanesi, Endokrin Ve Metabolik Hastaliklar Bölümü, Istanbul, Türkiye
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

Güneş ışınlarının deriye ulaşımını etkileyen faktörlerden giyim tarzının kan 25(OH)D vitamini düzeyi üzerine etkisini belirlemek.

Gereç ve Yöntemler:

Birinci grupta yaz ve kış mevsimlerinde yüz ve elleri dışında kapalı tarz giyinen 32 kişi, ikinci grupta yaz dönemlerinde ekstremite-ekstremite distalleri ve başı açık tarzda giyinen 22 kişi vardı. İstanbul'da yaşayan katılımcıların kasım - mart ayları arasında kan örnekleri alındı. Süt, peynir, yoğurt, balık, yumurta tüketimleri, direkt güneşte kalma süresi sorgulandı. 25(OH)D vitamini, alkalen fosfataz, kalsiyum, fosfor düzeyi ölçüldü.

Bulgular:

Birinci grubun yaş ortalaması 35,1±5,5 yıl, ikinci grubun 37,1±7,5 yıl idi. 25(OH)D vitamini birinci grupta 4,8nmol/L, ikinci grupta ise 16,8nmol/L idi. Her iki grubta 25(OH)D vitamini düzeyi normalin (20-120 nmol/L) altında, gruplar arasındaki farklılık istatiksel olarak anlamlıydı (p=0,022). D vitamini düzeyi ile güneşlenme süresi arasında da istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı (p=0,002).

Sonuç:

Her iki gruptaki D vitamini düşüklüğünün normalde kasım- mart dönemlerinde hemen hemen hiç 25(OH)D vitamini sentezinin olmamasından kaynaklandığı, kış mevsiminde gruplar arasında giyim tarzında farklılık olmamasına rağmen birinci grupta saptanan kan vitamin D düzeyindeki daha belirgin düşüklüğün ise, bir önceki yaz döneminde giyilen kıyafetlerin güneş ışınını engelleyici etkisinden kaynaklandığını düşünmekteyiz. (Türk Osteoporoz Dergisi 2011;17:6-9)

Anahtar Kelimeler:
25(OH)D Vitamini, giyim tarzi

Giriş

D vitamini deride yeterli güneş ışınlarına maruz kalınmasıyla, diyetle alıma gerek kalmadan vücut için gerekli miktarda sentezlenebilen vitaminden ziyade bir hormondur. Kemik, ince barsak, böbrek ve paratiroid bezlerini etkileyerek kalsiyum, fosfor metabolizmasını düzenlemektedir (1).

Ciltte D vitamini sentezi yaş, coğrafi konum, mevsimler, hava durumu, güneşe direkt olarak maruz kalma süresi, ırk, derinin rengi, güneş koruyucu kremlerin kullanılması ve giyim şeklinden etkilenmektedir (2-8). Ülkemizde Hatun S. ve ark. ve Güzel R. ve ark. çalışmalarında bahar ve yaz mevsiminde farklı giyinme şekillerinin farklı yaş gruplarındaki etkisini araştırmışlardır (9,10). Biz bu çalışmada premenopozal kadınlarda giyim tarzının kış mevsiminde D vitamini seviyesi üzerine etkisini saptamayı amaçladık.

Gereç ve Yöntemler

2004 kasım - 2005 mart döneminde polikliniğimize başvuran, İstanbul’da yaşayan 54 kadın hasta alındı. Birinci grupta yaz ve kış dönemlerinde el ve yüzleri dışında kapalı tarz giyinen 32 kişi, ikinci grupta yaz mevsimlerinde ekstremite-ekstremite distalleri ve başı açık giyim tarzı olan 22 kişi vardı. Katılımcılar polikliniğimize bel, boyun ya da omuz ağrısı sebebiyle başvuran mobil hastalardı. Çalışmaya karaciğer hastalıkları, böbrek yetersizliği, diyabetes mellitus, malabsorbsiyon, paratiroid, tiroid bezi hastalıkları, sarkoidoz gibi kalsiyum ve D vitamini metabolizmasını etkileyecek hastalıkları olan ve yine aynı metabolizmayı etkileyecek ilaç kullanan hastalar alınmadı. Katılımcıların süt, peynir, yoğurt, balık, yumurta tüketimleri, sigara, kahve, alkol kullanımları, emzirme süreleri, denize girme, direkt güneşte kalma süresi sorgulandı. Kan örnekleri kasım – mart ayları arasında alındı. Vitamin D seviyesi kan 25(OH)D vitamin düzeyi ölçülerek yapıldı ve 25-OH Vitamin D EIA Kit’i kullanıldı. Normal değerleri 25-125 nmol/L idi. Kan kalsiyum, fosfor, alkalen fosfataz, alaninaminotransferaz, hemogram, glukoz, kreatinin ölçümü yapıldı. Lomber omurga, femur boynu ve femur total kemik mineral yoğunlukları(KMY) ve Z skorları ölçümü dual energy x-ray absorbsiometre (DXA) yöntemi ile Lunar DPX cihazı kullanılarak yapıldı.

Çalışmanın istatistik analizi SPSS v. 15,0 programı kullanılarak yapıldı. Gruplar arası anlamlılıklar sayısal değişkenlerde iki kategori olması durumunda normal dağılım koşulu sağlandığında bağımsız t-testi, sağlanmadığında Mann-Whitney testi kullanılarak; ikiden fazla kategori olması durumunda ise Kruskal-wallis testi kullanılarak araştırıldı. Gruplar arası anlamlı fark saptanması durumunda ikili karşılaştırmalarda Bonferroni düzeltmesi uygulandı. Sayısal değişkenler arası ilişkileri göstermek üzere Spearman Korelasyon testi kullanıldı. İstatistiksel anlamlılık düzeyi p<0,05 durumu olarak kabul edildi.

Bulgular

Çalışma kapsamında birinci grupta 32(%59,3) ve ikinci grupta 22(%40,7) olmak üzere toplam 54 kişi değerlendirildi. Birinci grubun yaş ortalaması 35,1±5,5 yıl, ikinci grubun 37,1±7,5 yıldı. Yaş, kilo, boy, sigara kullanımı ve kalsiyum alımı bakımından iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (Tablo 1).

D vitamini düzeyi birinci gruba 4,8nmol/L, ikinci grupta 16,8nmol/L idi ve fark istatistiksel olarak anlamlıydı (p=0,022). Birinci grupta ALP normal sınırlarda olmakla birlikte ikinci gruba göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksekti (p=0,004). Diğer kan değerleri bakımından ve kemik ölçüm değerlerinde gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (Tablo 2). Kalsiyum alımı ve D vitamini ile kemik mineral yoğunluğu arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmadı.

Alkol ve sigara kullanımı, denize girme, kahve, yoğurt, peynir, süt, balık ve yumurta tüketimi ile D vitamini düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Güneşlenme süresi ile D vitamini düzeyi arasında (p=0,002) istatistiksel olarak anlamlı düzeyde ilişki tespit edildi (Tablo 3).

Tartışma

Giyim şekli, direkt güneş ışınlarına maruz kalma süresi, mevsim değişiklikleri, bulunulan yerin lokalizasyonu D vitamini düzeyi etkileyen faktörlerdendir (3,4,6,7, 11,12,13). Fransa’da yapılmış olan bir çalışmada D vitamini düzeylerinin kasım–mart ayları döneminde en düşük değerlerde olduğu, ülke güneyine inildikçe bu seviyelerin arttığı gösterilmiştir (4). Norveç’teki çalışmada da orta yaş grubu kadınlarda D vitaminindeki düşüklük en fazla ocak-şubat aylarında tespit edilmiş ve D vitamini düzeyi %13,7 oranında normalin altında bulunmuştur (3). M. Kull Jr ve ark. Estonyalı kadınlarda kış mevsiminde %8 yazın ise %1 oranında yetersizlik (<25 nmol/L) tespit etmişlerdir (7). Masud F. yaptığı çalışmada premenapozal dönemdeki Pakistanlı kadınlarda D vitaminini yazın 39,2 nmol/L, kışın ise 36,8nmol/L (normal 22,5-90 nmol/L) ölçmüşlerdir (14).

NN. Ghannam ve ark. Suudi Arabistan’da 30-40 yaş arası kadınlarda 24,1 nmol/L, 20-30 yaş arasındakilerde ise 22,8 nmol/L (normal>20 nmol/L) tespit etmişler, N. Meddeb ve ark. benzer bir çalışma ile Tunus’da ocak- mart aylarında kapalı giyinenlerde 35,07 nmol/L, kapalı giyinmeyenlerde 42,5 nmol/L saptamışlardır (13,15). Avustralya’da D vitamini düzeyi kapalı giyimlilerin %80’inde normal değerin (22,5 nmol/L) altında bulunmuştur (16). R. Güzel ve ark. Adana ilinde ekstremite ve başı açık giyimli kişilerle, el ve yüzleri dahil kapalı giyimli kadınların 25(OH)D düzeyini ağustos-eylül aylarında sırasıyla 53,9 ng/ml, 33,1 ng/ml ölçmüşler (10). Hindistan’da genç erişkin grubundaki çalışmada ise yüz ve ön kolları açık şehirli kadınlarda D vitamini 38,7 nmol/L, köylerde yaşayan daha fazla vücut bölgeleri güneş gören kırsal bölge kadınlarında 47,5 nmol/L bulunmuştur (17).

M. Brustad ve arkadaşları Norveç’ de ülkenin kuzey bölgelerinde yaşayanlarda vitamin D düzeyini ölçmüşler. Bir önceki yaz dönemini ülkenin güneyinde geçirenlerde, ülke kuzeyinde geçirenlere göre kışın yapılan ölçümlerinde D vitaminini daha yüksek tespit etmişlerdir (3). Barger-Lux M.J ve Heaney R.P’nin yaptıkları çalışmada inşaat, çevre düzenlemesi ve çiftçilik gibi genel olarak daha fazla güneşe maruz kalan erkeklerde 25(OH)D düzeyi yaz sonunda 122 nmol/L, kış sonunda ise 74 nmol/L ölçülmüş ve kış sonunda 75 nmol/L’den daha düşük 25(OH)D düzeyi olanların yaz sonundaki ortalamaları 104 nmol/L iken 75 nmol/L’nin üzerinde olanların ortalamaları 154 nmol/L bulunmuştur (18). En yüksek D vitamini düzeylerine özellikle yaz aylarında ulaşılmakta, kuzey küre ülkelerinde yukarı paralellere çıkıldıkça kasım-mart dönemlerinde çok az D vitamini sentezlenmektedir (3,4,7,11,12,14).

Hayvansal kaynaklı yiyecekler özellikle morino ve morino karaciğeri yağı gibi yağlı balık tüketimi 25(OH)D vitamini düzeyini arttırmaktadır (3,5). Gruplar arasında balık tüketimi ve balık tüketimi ile vitamin D düzeyi arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki yoktu. Tüketilen miktar ve sorgulanmamakla birlikte balık cinsi vitamin D seviyesini etkilememiş olabilir.

Birçok çalışma ile gösterilmiş olan güneşlenme süresi ile D vitamini düzeyi arasındaki pozitif ilişki çalışmamızda da tespit edilmiştir (3,6,12,19,20).

Her iki grubun ALP düzeyi normal sınırlar içerisinde olmasına rağmen, birinci grupta daha yüksek bulundu. Bunun kemik metabolizması başlangıç dönem değişikliklerinden kaynaklandığını düşünmekteyiz (21).

İngiltere'de yaş ortalaması 47,2 olan (24-70) 70 sağlıklı kadına bir yıl süresince verilen 800IU kolekalsiferolün femur, vertebra KMY’si üzerine etkisi gösterilmemiştir (20). NN. Ghannam yaş ortalaması 35,4±11,3 yıl olan bayanların vitamin D düzeyi ile femur, vertebra KMY arasında korelasyon tespit etmemiştir (13). HA. Bischoff-Ferrari ve ark.’nın çalışmasında ise genç ve yaşlı gruplarda bu ilişki gösterilmiş, normal değerlerin üst sınırlarına yakın D vitaminin daha iyi bir KMY için tercih edilebileceğini belirtmişlerdir (8). Bir başka çalışmada da S. Adami gençlerde vitamin D yetersizliği ile vertebra KMY düşüklüğünü ilişkili bulmuştur (21). Çalışmamızda her iki grupta da D vitamini düzeyi ile kemik mineral yoğunluğu arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmadı. Amacımız D vitamin düzeyinin KMY’ye etkisini araştırmak olmadığı için çalışmamızda sigara ve kahve içenler de vardı.

Çalışmamızda D vitamini düzeyi ikinci grupta istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek olmasına karşın her iki grupta da normalin altında bulundu. Gruplardaki D vitamini düzeyindeki bu düşüklük kış mevsiminde hemen hiç vitamin D sentezinin olmaması ve gıdalarla yetersiz D vitamini alımı ile ilişkilendirilmiştir. Çalışmamızın yapıldığı kasım-mart döneminde genel olarak yüz ve eller dışındaki kısımları kapatan kıyafetler giyildiği için gruplar arasındaki farklılık ortadan kalkarken yaz döneminde bu farklılık ortaya çıkmaktadır. Yıl içerisinde en yüksek vitamin D sentezinin yaz mevsiminde olduğu, yaz aylarındaki giyim farklılıkların da bunu etkilediği ve yine bu mevsimdeki güneşe maruz kalmanın kış döneminde etkisini sürdürüyor olması çalışma gruplarımızdaki farklılığın temel nedeni olabilir.

Ülkemizde D vitamini destekli gıdaların temini ve tüketiminin sağlanması ve özellikle risk altında bulunanlar olmak üzere genel olarak hastalarımıza güneş ışınlarından faydalanılmasının önemi vurgulanmalıdır. Ayrıca ülkemizde farklı bölgelerdeki D vitamini ihtiyacının belirlenmesine yönelik daha geniş katılımlı çalışmaların yapılmasının faydalı olacağını düşünmekteyiz.

Teşekkür

D vitamini kitlerinin temininde yardımcı olan Med İlaç firmasına teşekkür ederiz.