Giris
Osteoporoz kirik olusmadan semptom vermemesi nedeniyle tani konulmasi zor, tedavi süreci uzun ve pahali bir hastaliktir (1). Yaslanan toplumla beraber ileri yaslarda görülen hastaliklar ve bu hastaliklarla ile ilgili sorunlar daha çok gündeme gelmektedir. Osteoporoz da ileri yas grubunda en yaygin görünen hastaliklardan biridir. Osteoporoz nedeniyle olusan fonksiyonel yetersizlik, komplikasyonlarin topluma getirdigi ekonomik kayip ve tedavi maliyetleri ile ilgili pek çok çalisma yapilmistir. Ancak bu çalismalarin çogu bati toplumlarini temsil etmektedir (2,3,3,4,3,4,5,3,4,5,6). Kendi verilerimizi gösteren çalismalarin az olmasi ve kayit yöntemlerinin yeterince iyi olmamasi nedeniyle bizim toplumumuza ait veriler kisitlidir.Osteoporoz, boyutlari gittikçe artan çok yönlü bir saglik sorunu olusturmaktadir. Osteoporozun uzun dönem sonuçlarina bagli ortaya çikan morbidite, mortalite artisi yaninda ilaç maliyetlerinin oldukça yüksek olmasi bunun en büyük nedenlerindedir. Ilaç maliyetlerinin fazlaligi tüm dünya tarafindan kabul edilmis bir gerçektir (7). Toplumun sosyal güvence profili de saglik hizmetlerinden faydalanma oraninda çok önemli bir faktör olmaktadir. Bu çalismanin amaci da Türk toplumunu temsil ettigini düsündügümüz sosyoekonomik düzeyi düsük bir bölgede olgularin sosyal güvence durumunu arastirarak osteoporoz tanisi almis bireylerin tedavi olabilme sansini ortaya koymakti.
Çalisma 2005 yili Agustos-Ekim aylari arasinda, Istanbul ili- Sultanbeyli ilçesinde yerlesik yasayan 30 yas üstü toplam 6816 kisi üzerinde yapildi. Taramanin yapilacagi, afisler ve yerel medya kanaliyla bölge halkina duyuruldu. Kemik mineral yogunlugu (KMY) ölçümleri dominant olmayan elde, 2.,3.,4. parmaklarin radyografik absorpsiyometri (RA) (Metriscan-ALARA) yöntemi ile yapildi. KMY ölçüm sonuçlari osteopeni için -1 T skoru, -2,5, osteoporoz için T skoru -2,5 ve normal 0 T skoru -1 olarak degerlendirildi. Olgularin maruz kaldiklari radyasyon düzeyi 0.001 mrem düzeyindeydi. Demografik özellikler ve sosyal güvence durumu sorgulandi.Sonuçlar
Çalismaya alinan olgularin 732 si erkek, 6084ü kadindi. Yaslara göre osteoporoz görülme sikligina bakildiginda; beklenildigi gibi yasla beraber oranin arttigi görüldü (Tablo1). Olgularin %19,6u issiz, %69,6 si ev kadini, %4,2si serbest meslek sahibi, %2,7si emekli, %2,2si memur, %1,1i isçi, %0,5i yönetici konumundaydi (Sekil 1). Sosyal güvence sorgulamasinda %44,4 olgunun sosyal güvencesi yoktu, % 6,9 olgu Emekli Sandigi mensubu, %42,3 olgu SSKli, %5,4 olgu Bag-Kurlu, %1,1 olgu da Yesil Kart sahibiydi (Sekil 2). KMY sonuçlari degerlendirildiginde %7,8 oraninda osteoporoz bulundu (Tablo 1). Osteoporoz olarak degerlendirilen olgularin %31inin sosyal güvencesi yoktu (Sekil 3).
Tartisma
Toplumumuzda osteoporozun sosyoekonomik boyutlarini ortaya koymayi amaçlarken düsük KMYye sahip riskli olgulari belirlemede; teknik donanim gerektirmeyen, düsük maliyetli, tasinabilir, kolay uygulanabilir, daha önce yapilmis çalismalarda önerilen bir tarama yöntemi olan RA kullandik (8,9,9,10). Bu çalismanin sonuçlarina göre; 30 yas üstünde %7,8 oraninda osteoporoz oldugu tespit edildi. Sultanbeyli ilçesinde rastgele örneklem olusturacak veri tabani olmadigi için afis ve medya kanaliyla duyuru yöntemi kullanilmasina ragmen bizim çalismamizda 40 yas üzeri olgularda bu oran %14,7 olarak tespit edildi. Yaslara göre osteoporoz dagiliminda; 60-69 yas grubunda olgularin %32sinde, 70 yas ve üstü yas grubunda %48 oraninda osteoporoz görülmesi ve kadinlarda erkelerden daha sik görülmesi literatür ile uyumlu sonuçlardi (Tablo 1) (11,12). Meslek sorgulamasinda ekonomik olarak geliri olmayan grubu bulmak amaciyla; issizler (6) ile ev kadini olan grubu (6) birlestirdigimizde elde edilen %89,2lik oran toplumsal problemin büyüklügünü bir kez daha ortaya koymaktadir. Osteoporoz olarak degerlendirilen olgularin %31nin sosyal güvencesinin olmamasi, ilaç ve osteoporoza ait komplikasyonlarin yüksek tedavi maliyetleri düsünüldügünde oldukça kaygi verici bir durum ortaya çikmaktadir.Osteoporoz tedavisine uyumun %50 oraninda düsük oldugu yapilan çalismalarda saptanmistir (13). Tedavi sürecinin uzunlugu da düsünüldügünde bu profildeki toplum kesitinde öngörülen tedaviyi sürdürmek oldukça zor gözükmektedir. Ayrica osteoporoz ve komplikasyonlarina bagli yasam kalitesindeki azalmanin ekonomik verimlilige olumsuz etkisi de göz önünde bulundurulmalidir (14,15,15,16,15,16,17).Ülkemizin gerçekleri göz önünde bulunduruldugunda önleyici yaklasimlarin kisa ve uzun vadede birçok sorunun en aza indirilmesini saglayacagi açiktir. Doruk kemik kütlesinin büyüme çaginda yüksek düzeye çikarilmasi, beslenme, egzersiz, osteoporoza neden olabilecek ilaçlarin ve hastaliklarin iyi kontrolü, sigara ve alkolden uzak durulmasi gibi basit ama önemli yaklasimlar ön plana çikartilmali, çesitli yayin organlari ile toplumsal egitim, risk altindaki olgularin daha iyi degerlendirilmesinin önemi vurgulanmalidir (18,19). Sonuç olarak ülkemizde sosyoekonomik olarak gelismekte olan benzer bölgelerin sayisinin çoklugu osteoporozdan korunma ile ilgili çalismalarin önemini bir kat daha artirmaktadir.Özellikle gelismekte olan ve ekonomik problemler yasayan ülkemizde bu yaklasim ileriki yillarda daha saglikli bir toplum kazanmamizi saglayacaktir.