Diğer

Türkiye'nin 3 Farkli Cografi Bölgesindeki Postmenopozal Kadinlarda D Vitamini ve Kemik Mineral Yogunlugunun Korelasyonu - Orijinal Arastirma

  • Merih Saridogan
  • Ülkü Akarirmak
  • Nurten Eskiyurt
  • Sansin Tüzün

Turk J Osteoporos 2010;16(3):-

ÖzetAmaç: Farkli yas gruplarinda postmenopozal kadinlarda, 3 ayri ilde ölçülen kemik mineral yogunlugu (KMY) ile D vitamini düzeyleri ve aralarindaki korelasyonu degerlendirmektir.Gereç ve Yöntemler: Farkli cografi bölgelerden (Marmara Bölgesi, Ege Bölgesi, Akdeniz bölgesi) serum Vitamin D ve kalsiyum düzeyleri ile omurga (L1-4) ve kalça (femur boyun ve femur total) kemik mineral yogunluklari DXA yöntemi kullanilarak (Hologic DR4500) ölçüldü. Farkli illerde 40 yas üzerindeki postmenopozal kadinlar yas gruplarina göre 3 gruba ayrildi. Ilk grup 40-49, ikinci grup 50-59 ve üçüncü grup 60 yasin üzerinde idi.Bulgular: Toplam 558 kadin çalismaya dahil edildi. Üç sehirde de D vitamini düzeyleri birbirinden anlamli olarak farkli bulundu (pSonuç: Bu çalismada düsük D vitamini düzeyleri ile zayif da olsa KMY arasinda korelasyon bulundu. Bu bulgulara dayanarak daha genis gruplarda D vitamini düzeyleri ve DXA sonuçlarinin korelasyonuna bakilmasi gerektigini düsünmekteyiz. (Osteoporoz Dünyasindan 2010;16:49-52)Anahtar kelimeler: Kemik mineral yogunlugu, serum vitamin D, postmenopozal osteoporozSummaryAim: To find the correlation with regard to various age groups between bone mineral density (BMD) measured in spine and hip areas and Vitamin D level in 3 different cities.  Material and Methods: The 3 cities (Marmara, Egean, South Turkey) were located in different geographical regions. BMD was measured with DXA in spine (L1-4) and hip (femur neck and femur total) areas by Hologic QDR4500. Serum Vitamin D and calcium levels were measured. Women over age 40 in these different cities were divided into 3 groups according to their age group.Results: A total of 558 woman were included in the study. Vitamin D levels in the 3 cities were found to be significantly different from each other (pConclusion: In this study the most important result was correlation between BMD and low vitamin D levels. We concluded that correlation between BMD and vitamin D levels should be investigated in larger populations. (From the World of Osteoporosis 2010;16:49-52)Key words: Bone mineral density, serum vitamin D, postmenopousal osteoporosis

Giris

Osteoporoz (OP) düsük kemik kütlesi ve kemik dokusu mikromimarisinin bozulmasi sonucu kemik kirilganliginin ve kirik olasiliginin artmasi ile karakterize sistemik bir iskelet hastaligidir (1). D vitamini kemik sagliginin korunmasinda kritik rol oynar ve gastrointestinal kanaldan kalsiyumun yeterli emiliminin saglanmasi için zorunludur. Yirmi bes (OH)D vitamini düzeyinin 30 ng/ml üzerinde olmasi, barsaktan kalsiyum emilimini en yüksek düzeye çikarmak ve sekonder hiperparatiroidizmi önlemek için önerilen esik düzeydir (2).D vitamini eksikligi yasli populasyonda sik görülür. Ilerleyen yasla birlikte bagirsaklardan kalsiyum ve D vitamini emilimi ile böbreklerden aktif D vitamini olusumu azalir. Kalsiyum seviyesinin azalmasi parathormon seviyesini arttirir, böylece kemik rezorpsiyonu artar. Dolayisiyla osteoporoza yatkinlik olusur. Yetersiz beslenme, ciltteki D vitamini sentezinde azalma ve günes isigindan yararlanmada azalma, yaslilardaki D vitamini eksikliginin en önemli sebeplerindendir (3). Birçok klinik çalismada, D vitamini ile KMY arasindaki iliski arastirilmistir. Amerikan Ulusal Saglik ve Beslenme Degerlendirme Çalismasi (NHANES III) verilerinde, yüksek serum 25(OH)D düzeyleri yasli kadin ve erkeklerde daha yüksek kalça KMY‘si ile iliskili bulunmustur (4).D vitamini ve osteoporoz iliskisini inceledigimiz bu çalismada Türkiye’nin farkli 3 bölgesinden 558 olgu çalismaya alindi. Böylelikle D vitaminini etkileyebilecek günes isigina maruziyet, beslenme aliskanligi, sosyoekonomik farkliliklar göz önüne alinarak osteoporoz ile iliskisinin arastirilmasi amaçlandi.


Gereç ve Yöntemler

Farkli cografi bölgelerden (Marmara Bölgesi-Istanbul, Ege Bölgesi-Izmir, Akdeniz bölgesi-Osmaniye) serum 25(OH)D vitamini ve kalsiyum düzeyleri ile omurga (L1-4) ve kalça (femur boyun ve femur total) kemik mineral yogunluklari DXA yöntemi kullanilarak (Hologic QDR4500) ölçüldü. Toplam 558 kadin çalismaya dahil edildi. Hastalarin tümü Osteoporoz Hasta Dernegi tarafindan farkli illerde organize edilen egitim toplantilarina katilan gönüllü kadinlardan olusuyordu. Farkli illerde 40 yas üzerindeki postmenopozal kadinlar yas gruplarina göre 3 gruba ayrildi. Ilk grup 40-49 yas, ikinci grup 50-59 yas ve üçüncü grup 60 yasin üzerinde idi. Istatiksel analizler Unistat 5,1 yazilimi kullanilarak yapildi. Tüm sayisal degerler ± SD olarak bildirildi. Üç grup arasinda degiskenlerin karsilastirilmasi tek yönlü ANOVA testi kullanilarak yapildi. Pearson korelasyon katsayisi (r) uygun olan yerlerde tespit edildi. P degerlerinin 0,05’den küçük olmasi istatiksel olarak anlamli kabul edildi.


Bulgular

Toplam 558 kadin çalismaya dahil edildi. Istanbul’da 143 kadin (96), Izmirde 297 kadin (18), Osmaniye’de 118 kadin (92) çalismaya alindi (Tablo 1). Farkli illerde 40 yas üzerindeki postmenopozal kadinlar yas gruplarina göre 3 gruba ayrildi. Ilk grup 40-49 yas, ikinci grup 50-59 yas ve üçüncü grup 60 yasin üzerinde idi.Istanbul’da birinci grupta 53, ikinci grupta 40 ve üçüncü grupta 50 kadin vardi. Izmir’de birinci grupta 138, ikinci grupta 101 ve üçüncü grupta 58 kadin bulunuyordu. Osmaniye’de birinci grupta 33, ikinci grupta 56, üçüncü grupta 29 kadin çalismaya alindi.Üç sehirde 25(OH)D vitamini düzeyleri birbirinden anlamli olarak farkli bulundu (5). Izmirde 25(OH)D vitamini düzeyi (21), Istanbul (19) ve Osmaniyeye göre anlamli olarak yüksek iken en düsük 25(OH)D vitamini seviyeleri Osmaniye’de (15) saptandi (Tablo 2). Istanbulda 40-49 yaslari arasindaki kadinlarda diger 2 yas grubuna göre karsilastirildiginda 25(OH)D vitamini düzeyleri anlamli olarak düsüktü. Istanbul’da gerek grup 1de (40-49 yas) gerekse grup 2’ de (50-59 yas) hem 25(OH)D vitamini düzeyi (50) hem de serum kalsiyum seviyesi (45) ile L1-4 T-skoru arasinda zayif anlamli ters bir korelasyon bulundu. Femur boynu T-skoru ve 25(OH)D vitamini ile kalsiyum düzeyleri arasinda korelasyon bulunuyordu ve zayif anlamlilik gösteriyordu (26,27,28,29,30).Istanbul’da her 3 grup için genellikle 25(OH)D vitamini düzeyi ve L1-4 T-skoru arasinda zayif anlamli bir korelasyon saptandi (44). Istanbul’da 3. grupta ve Izmir ile Osmaniyedeki tüm gruplarda 25(OH)D vitamini veya kalsiyum düzeyleri ve spinal T-skorlari ya da femur boyun ve total kalça T-skorlari arasinda anlamli korelasyon bulunamadi. Istanbul, Izmir ve Osmaniye’de L1-4 omurga, femur boynu ve total kalça bölgelerindeki T-skorlarinin korelasyonu anlamli bulunmadi. Istanbul’da toplam 3 grupta 25(OH)D vitamini düzeyi ve L1-4 T-skoru arasinda zayif anlamli bir korelasyon oldugu sonucuna varildi (44).


Tartisma

Istanbul, Izmir ve Osmaniye’yi içeren Türkiye’deki 3 cografi bölgedeki 558 kadini kapsayan çalismamizda düsük serum 25(OH)D düzeyleri ile DXA ile ölçülen düsük KMY arasinda zayif bir iliski bulundu. Ancak T-skoru normal olmasina karsin 25(OH)D vitamini düzeyinin düsük oldugu olgular bulundugu dikkati çekti.Kalsiyumun yeterli tüketilmesi, tüm yas grubundaki bireyler için önemlidir. Özellikle kaybin arttigi yaslilarda, kalsiyum gereksinimi daha fazladir. Kalsiyumun gastrointestinal kanaldan yeterli emiliminin saglanmasi için D vitamini zorunlu olup kemik sagliginin korunmasinda kritik rol alir. D vitamini yetersizligi barsaktan kalsiyum emilimini azaltarak serum kalsiyum düzeylerinin düsmesine neden olur ve paratiroid hormonun (PTH) kompansatuvar salinimini tetikler. Bu sekonder hiperparatiroidizm kemikten kalsiyumun mobilizasyonuna ve kemik mineral yogunlugunda (KMY) azalmaya yol açar. 25(OH)D vitamini yetersizligi postmenopozal kadinlarda yaygindir (5). Günümüzde 25(OH)D vitamini yetersizliginin kemik kirigi riskini artirdigini ortaya koyan çalismalar vardir (6).Gallacher ve ark.’in (7) Iskoçya’da gerçeklestirdigi çok-merkezli bir çalismada 25(OH)D vitamini yetersizligi ile vertebra disi kiriklarin iliskisi incelenmistir. Dört yillik dönemde kalça kiriklari ile hospitalize edilen 60 yas ve üzeri 548 eriskinin serum 25(OH)D düzeyleri bu hastalarin %97,8’inde yaklasik 30ng/ml’nin altinda bulunmus ve %91,6’sinda ise 25(OH)D düzeyleri yaklasik 20 ng/ml’ den düsük bulunmustur. Klinik vertebra disi kiriklari ve aksiyal vertebra veya kalça DXA ölçümü (T-skoru< –2,5SD) veya her ikisi ile saptanan osteoporozu olan 50 yas ve üzeri 50 eriskini incelenmistir. Klinik vertebra disi kirik, ayakta durma yüksekligini asan bir mesafeden düsmeye bagli kirik olarak tanimlanmistir. Serum 25(OH)D düzeyleri bu hastalarin %82’sinde yaklasik 30 ng/ml’nin altinda ve %72’sinde 20 ng/ml’den düsük bulunmustur. 25(OH)D vitamini yetersizligi prevalansi yas veya cinsiyetten anlamli olarak etkilenmemistir (7).Yaslanmayla birlikte günes isinlarinin aliminda ve diyetle 25(OH)D vitamini aliminda azalma, 25(OH)D vitamini yetersizliginde rol oynayan önemli faktörler arasindadir. Katkida bulunan diger faktörler derinin 25(OH)D vitamini sentezleme becerisinde yasla birlikte gözlenen azalmayi içerir (8). Postmenopozal osteoporozlu kadinlarin yeterli miktarda 25(OH)D vitamini almadiklarini ortaya koyan çalismalar vardir (8,9). Rizzoli ve ark.(10) 25(OH)D vitamini yetersizliginin tüm dünyada, hatta günes isinlarinin dik açiyla geldigi bölgelerde bile postmenopozal osteoporozlu kadinlarda son derece yaygin oldugunu bildirmistir. Bu kesitsel, uluslararasi, gözlemsel çalisma 2004 ile 2005 tarihleri arasinda Avrupa, Latin Amerika, Orta Dogu, Asya ve Avustralya’daki 18 ülkedeki 2589 kadini içermektedir (10). Bu çalismada 25(OH)D vitamini yetersizligi serum 25(OH)D düzeyinin 30 ng/ml’nin altinda olmasi olarak tanimlanmistir (2). Bu popülasyonda ortalama 25(OH)D konsantrasyonu 26,8 ng/ml olarak saptanmistir. Çalisma popülasyonunun yaklasik %64’ünde serum 25(OH)D düzeyi 30 ng/ml’nin altinda, %48,7’sinde ise 25 ng/ml’nin altinda olarak bulunmustur ve yaklasik %31’inde 25(OH)D düzeyi 20 ng/ml olarak saptanmistir. 25(OH)D vitamini yetersizligi (<30 ng/ml) prevalansi çalismaya katilan bes bölgenin tümünde en az %53’dür ve cografi konumuna ragmen Orta Dogu (8) ile Asya’da (4) en yüksek olarak bulunmustur (10).Ülkemizde yapilan bir çalismada giyim tarzi ile 25(OH)D vitamini düzeyleri arasindaki iliski arastirilmistir. Günes isiginin deriye temasini engelleyen kapali giyim tarzi ile serum 25(OH)D düzeyindeki düsüklük arasinda dogru bir iliski saptanmistir (11). Yine ülkemizde yapilan diger bir çalismada; günes isigindan yararlanamayan kapali giyim tarzina sahip kadinlarla, modern giyimli kadinlarin 25(OH)D vitamini düzeyleri ve KMY ölçümleri karsilastirilmistir. Kapali giyim tarzli kadinlarin modern giyinenlere göre daha düsük 25(OH)D ve daha yüksek alkali fosfataz düzeyleri oldugu saptanmistir. Ayrica 25(OH)D düzeyleri ile KMY arasinda bir korelasyon bulunamamistir (12). Bizim çalismamizda ise 25(OH)D düzeyleri ile KMY arasinda olumlu yönde anlamli bir iliski bulduk. Ancak bu iliskinin düzeyi zayifti (44). Bess Dawson-Hughes ve ark.(13) 25(OH) D ile KMY arasinda bizim sonuçlarimiza benzer sekilde olumlu yönde anlamli iliski bulmuslardir. Güzel ve ark.’in(12) çalismasinda herhangi bir iliski saptanamamasi hasta sayisinin düsük olmasindan kaynaklanabilir. Bizim çalismamizda Türkiye’nin farkli bölgelerindeki 3 sehirde yasayan postmenopozal kadinlarin 25(OH)D düzeyleri ile kalsiyum düzeylerine bakildi ve KMY ölçümleri yapildi. Üç farkli bölgenin 25(OH)D düzeyleri birbirinden anlamli olarak farkli bulundu.Izmirde 25(OH)D düzeyi (21), Istanbul (19) ve Osmaniyeye göre anlamli olarak yüksek iken en düsük 25(OH)D düzeyleri Osmaniye’de (15) tespit edildi. Bu durum Osmaniye’de yasayan insanlarin sosyokültürel açidan farkli olmasi, daha kapali bir yasam tarzi benimsemesi Osmaniye’nin deniz kenarinda olmamasi ve beslenme farkliliklari olmasi ile iliskili olabilir. Nitekim Izmir’in deniz kenarinda olmasi, sosyokültürel farkliliklar, insanlarin güneslenme aliskanliklarinin olmasi ve beslenme farkliliklari yüzünden en yüksek 25(OH)D düzeyinin Izmir’de saptanmis olabilecegi düsünülebilir. Istanbul’un kozmopolit yapida bir sehir olmasi, sehirde yasayan insanlar arasinda sosyoekonomik büyük fakliliklar olmasi nedeniyle diger iki sehirden farkli ortalama 25(OH)D düzeyleri saptanabilir.Ülkemiz cografi konumu nedeniyle kuzey yarimkürede bulunmaktadir ve Meteroloji Istasyonlarindan alinan verilere göre günes isinindan yararlanma olanagi 3 mevsimde de oldukça yüksektir. Buna ragmen günboyu kapali alanlarda çalisan nüfus da yüksektir. Cilt hastaliklari konusunda gelisen bilinçlenme nedeniyle de günes isinlarindan kaçinma veya yüksek koruma faktörü içeren ürünlerden yararlanma söz konusu olabilmektedir (14). Günboyu dis mekanlarda bulunma sansi olanlarin bir kismi da giyim tarzi nedeniyle sadece yüz ve el sirtinin bir kismindan günes isinlari ile temas etmektedirler.


Sonuç

Bu çalismamiz, tüm dünya ülkelerinde siklikla görülen 25(OH)D vitamini eksikliginin ülkemizde de yaygin olabilecegi öngörülerek planlanmistir ve ülkemizin farkli bölgelerinin özelliklerine bagli olarak 25(OH)D vitamini düzeyi düsük olarak bulunmustur. 25(OH)D vitamini düzeyinin düsük olmasi DXA ile ölçülen KMY’nin de düsük olmasina yol açabilecegi göz önünde bulundurulmalidir. Bu bulgulara dayanarak daha genis gruplarda D vitamini düzeyleri ve DXA sonuçlarinin korelasyonuna bakilmasi gerektigini düsünmekteyiz.