GIRIS
Kadinlarda yasam boyunca omurgada %42-47, femur boynunda ise %58 kemik kaybi gelisir (1). Osteoporoz(OP) için tanimlanmis risk faktörlerinden birisi de hasta yasidir (2). Apendiküler kemik kayip hizi her iki cinste de 40-50 yastan sonra yilda %0.5’tir (1,2,3). Menopozdan sonraki ilk dekadda bu oran yilda %1’e ulasir (1). Omurgada kemik kaybi 3. dekadda baslar ve menopoz sonrasi her dekadda %7 oraninda kemik mineral yogunlugu (KMY) kaybi görülür (1,2,3). Vertebra, pelvis ve kotlarin trabeküler içerigi yüksektir ve postmenopozal OP gibi kemik döngü hizinin yüksek oldugu OP’dan en fazla bu kemikler etkilenir. Femur ise kortikal içerigi yüksek olan ve özellikle yaslanmanin etkilerine açik bir kemik bölgesidir. Femurdaki kemik kütlesi kaybi senil OP’da belirgin hale gelir (3). Bu çalismada lomber omurga OP’u olan kadinlarda proksimal femurda OP sikligi ve bu iki kemik bölgesinin dual enerji X-ray absorbsiyometri (DEXA) yöntemi ile elde edilen KMY ve T skoru degerlerinin yasla iliskisi arastirildi.
HASTALAR VE YÖNTEM
Çalisma grubumuzu OP poliklinigine basvuran ve dual enerji X-ray absorbsiyometri ( DEXA, Norland XR-36) ölçüm sonucuna göre L2-4 T skoru £ -2.5 olan, yaslari 50-81 (65.72±6.73) arasinda degisen 85 postmenopozal kadin olusturdu. Bu grubun seçilmesinin amaci, omurgadaki dejeneratif degisiklikler ya da aortik kalsifikasyonlar nedeniyle omurga OP’u gizlenmis olabilecek olgularin dislanmasiydi. Femur bölgelerinde (boyun, trokanter, Ward’s üçgeni) T skoru £ -2.5 olan hasta oranlari belirlendi.Pearson korelasyon analizi yöntemi kullanilarak L2-4 ve femur KMY ve T skoru ölçüm sonuçlarinin yas ile korelasyonu ve ayrica L2-4 KMY ve T skorlari ile femur bölgeleri KMY ve T skorlari arasinda korelasyon arandi.
BULGULAR
Olgularin yas ortalamasi (ort.±SS) 65.72 ± 6.73 yil idi. Hastalarin DEXA ölçüm sonuçlari tablo 1’de özetlenmektedir. Tablo 2’de olgularin kalçadan yapilan ölçüm sonuçlarina göre dagilimi görülmektedir. Olgularin 22’sinde (%25.9) femur boynu T skoru £ -2.5 idi. L2-4 ve kalça bölgelerinin KMY degerleri ve T skorlari ile yas arasindaki korelasyon degerlendirmesine ait sonuçlar tablo 3’de verilmistir. Femur boynu ve Ward’s üçgeninde KMY ve T skoru yas ile negatif korele bulundu (p<0.01) (Tablo 3). L2-4 ve trokanter KMY ve T skoru yas ile korelasyon göstermedi (Tablo 3).
TARTISMA
OP prevalansi yasla birlikte artar. OP için tanimlanmis risk faktörlerinden birisi de hasta yasidir (2). Omurga ve kalçada (femur boynu, Ward’s üçgeni ve trokanter)yasla ve menopozla birlikte görülen BMD ve kemik mineral metabolizmasi degisiklikleri çok sayida arastirma ile rapor edilmistir (4-9). Premenopozal bireylerin de dahil edildikleri çalismalarla farkli iskelet bölgelerinde yasla ve menopozal durumla ilgili olarak farkli kemik kayip oranlarina ulasildigi görülmektedir (4-8). Bu durumun trabeküler ve kortikal yapinin farkli dagilimindan kaynaklandigi ileri sürülmektedir (10). Bunun yaninda kesitsel BMD degisikliklerini yasla iliskisiz bulan arastirmacilar da vardir (11). Vertebra, pelvis ve kotlarin trabeküler içerigi yüksektir (3,4,5). Postmenopozal OP gibi yüksek döngü hizinin söz konusu oldugu OP’da en fazla kayip trabeküler yapida görülür. Femurda ise kortikal komponent egemendir ve femurdaki kemik kütlesi kaybi senil (tipII) OP’da ön plana çikar (3). Menopoz öncesinde apendiküler iskeletten kemik kaybi düsüktür, aksiyel iskelette ise durum farklidir (4). Kadinlarda yasam boyunca omurgada %42-47 oraninda kemik kütlesi kaybedilir (1,2,3,4,5). Omurgada yasam boyunca görülen kemik kütlesi kaybinin yarisinin premenopozal dönemde gerçeklestigi bildirilmektedir (4). Bölgelere göre OP’un yasla iliskisini arastirdigimiz bu çalismada lomber omurgada osteoporozu olan hastalarin seçilmesiyle, kalça osteoporozunun lomber omurga osteoporozuna ne ölçüde eslik ettigi de arastirilmistir. Vertebral deformite varliginda kalça kirik riskinin de arttiginin bildirildigi bir çalismada, bu durum kismen her iki bölgedeki kirigin ve dolayisiyla kemik kütlesi azalmasinin, ayni risk faktörlerine maruz kalma sonucunda ortaya çikmasiyla açiklanmistir (12). Kanis ve ark. bir bölgede- OP saptandiginda, bir diger iskelet bölgesinde OP olmamasi durumunda, OP terimini kullanmanin ne ölçüde dogru oldugunu tartismislardir. Ancak belli bir teknik baz alindiginda, tani koymada total kalça veya femur boynunun en uygun bölgeler oldugunu vurgulamaktadirlar (10). Bilindigi gibi, osteoporozun en ciddi sonucu %15-20 mortalite orani ile kalça kiriklaridir (13). Nilas L. ve ark. postmenopozal dönemde kemik dansitesi azalmasinin hizlandigini ve yasli kadinlarda en az kaybin omurgada gerçeklestigini saptamislardir. Bu bulgularini kortikal ve trabeküler kemikteki yasla ilgili degisikliklerin farkli olmasiyla açiklamaktadirlar (6). Çalisma grubumuzdaki hastalarin femur boynu T skorlari yasla negatif korelasyon göstermesine karsin, L2-4 T skorlari yasla iliskisiz bulunmustur. Saglikli kadinlarda KMY’nun DEXA yöntemi ile degerlendirildigi bir çalismada lateral omurga KMY degerlerinde yasla ilgili azalma, ön-arka omurganin degerlendirilmesiyle gözlenen KMY azalmasindan daha belirgin olmustur (8). Dejeneratif degisikliklerin hem spinal hem de femoral KMY ile negatif korele oldugu görülmüstür (14,15).Bu nedenle lomber omurgadaki dejeneratif degisikliklerin OP’u gizleyebilecegi düsüncesiyle çalisma grubumuza L2-4 T skoru £ -2.5 olan postmenopozal kadinlar seçilmistir. Ancak KMY ölçümlerinin ön-arka omurgada gerçeklestirilmesi bir kisitlilik getirmistir.Kemik kaybi üzerinde menopozun kronolojik yastan daha etkili olabilecegi de tartisilmaktadir (7). Ayrica trabeküler kemik kaybinin perimenopozal dönemde hizlanip daha sonra nispeten yavasladigi ileri sürülmektedir (6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16). L2-4 T skorunu yasla iliskisiz bulmamizin nedeni, premenopozal kadinlarin ve osteoporozu olmayan postmenopozal kadinlarin çalismaya dahil edilmemesi olabilir. Mazess ve ark.’nin erkeklerde gerçeklestirdikleri bir çalismada omurga ve trokanterik KMY’deki azalmanin yasla iliskisinin anlamli düzeylerde olmakla birlikte, femur boynu ve Ward’s üçgenindekinden daha zayif oldugunu saptamislardir (17). Kadinlarda gözlenen sonuçlar ise Hedlund ve ark. tarafindan su sekilde degerlendirilmistir. Yas ve menopozun kalça KMY üzerinde etkilerini inceleyen bu çalismada, Ward’s üçgeni ve femur boynundaki KMY azalmasi hem pre- hem de postmenopozal kadinlarda yasla iliskili bulunmustur. Trokanterde ise yasla ilgili KMY azalmasinin yalnizca postmenopozal kadinlarda anlamli oldugu görülmüstür. Ancak ayni çalismada trokanterdeki kemik kaybinin %30’unun erken postmenopozal dönemde gerçeklestigi ve postmenopozal ilk 6 yildaki trokanterik KMY kaybinin menopoz öncesi son dekadda görülenden 3-10 kez fazla oldugu sonucuna varilmistir (18). Postmenopozal kadinlarin olusturdugu çalisma gurubumuzda trokanter KMY azalmasi ile hasta yasi korelasyon göstermemekteydi. Hastalarimizin geç postmenopozal ve senil yas grubundan da bireyler içermesi ve premenopozal kadin içermemesi, trokanterik KMY ile hasta yasinin iliskisiz bulunmasinin bir nedeni olabilir.Biz çalisma grubumuzu olusturan lomber omurga osteoporozlu 85 postmenopozal kadinin 22’sinde (%25.9) kalça OP’u saptadik.Yas ortalamasi 65.72±6.73 olan hasta grubumuzda yasla kalça KMY’si arasinda negatif korelasyon bulundu. Kanis ve ark. tarafindan herhangi bir bölgedeki OP 50’li yaslardan itibaren artarken (40-49 yas için %0 iken 50-59 yas gurubunda %14.8) kalça OP’unun özellikle 70 yas ve üzerindeki hastalarda pik yaptigi (60-69 yas için %8.0, 70-79 yas için %24.5) bildirilmektedir. 50 yas üstündeki kadinlar için ise herhangi bir bölgedeki (kalça, omurga, ön kol) OP orani %30.3, tek basina kalçadaki OP orani ise %16.2 olarak bildirilmektedir (10). Lomber omurgadaki OP’un yasla iliskisinin net olarak ortaya konmasinda, dejeneratif degisiklikler, erken postmenopozal dönemdeki hizli trabeküler kaybin ileri yaslarda yavaslamasi gibi nedenlerle güçlükler yasanmaktadir.