GIRIS
Günümüzde en geçerli tanimi ile osteoporoz (OP); kemik mineral ve matriksinin esit oranda azalarak normal degerinin altina inmesi ve bunun sonucunda kemik kalitesinde bozulma ve kemik kirilganliginda artis ile karakterize metabolik bir kemik hastaligidir (1,2). Tüm dünyada ortalama yasam süresinin uzamasiyla birlikte insanlarin ileri yasta sahip olduklari kronik hastaliklar önem kazanmistir (3). Dünya nüfusunun 2100 – 2150 yillarinda 11 milyara ulasacagi, bu artan nüfusun % 95’inin gelismis ülkelerde olacagi ve çogunlugun 45 yas üzerindeki kadinlardan olusacagi tahmin edilmektedir (4). Ülkemizde ortalama ömür kadinlarda 67, erkeklerde 65 yas civarinda olup OP giderek daha sik görülmektedir. Yasam kalitesi ve sosyo ekonomik yönden ülkemizde de önem kazanmaya baslayan OP hakkinda bir sorgulamanin özellikle tedavi gören kisilerdeki profili görmek açisindan önemli olacagini düsündük (5). Bu nedenle Türkiye’deki osteoporotik hastalarin özelliklerini belirlemek ve risk faktörlerinin listesini yapabilmek amaciyla hormon replasman tedavisi (HRT) almayan hastalar üzerinde bu arastirmayi gerçeklestirdik.
GEREÇ VE YÖNTEM
Çalismamiza Türkiye’nin degisik illerindeki Tip Fakültelerinin OP poliklinikleri tarafindan OP tanisi konmus ve tedaviye alinmis olan hastalar dahil edildi. Bu hastalara hep ayni hekimler tarafindan bir kaç bölümden olusan OP Sorgulama Formu’ndaki sorular yöneltildi. Sorular, 4 bölümden olusuyordu. Buna göre ilk bölüm “OP hakkinda Genel Bilgiler”; ikinci bölüm “Risk Faktörleri ve Fonksiyonellik”; üçüncü bölüm “Farmakoekonomik Sorgulama” ve son bölüm “Tedavi Seçenekleri” hakkindaydi.Bu arastirma, 26 merkezde 6 ayda gerçeklestirildi. Marmara Bölgesinden 9, Iç Anadolu Bölgesinden 11, Karadeniz Bölgesinden 3, Dogu Anadolu Bölgesinden 2, Güney Dogu Anadolu Bölgesinden 2, Akdeniz Bölgesinden 2 ve Ege Bölgesinden 3 olmak üzere toplam 32 hekim anketör olarak seçildi. Hekimlerin belirlenmesinde deneyim ve OP konusunda aktif çalisiyor olmak kriter olarak alindi. Rastgele yöntemle randomize olarak HRT almayip Alendronat, D vitamini veya Calcitonin kullanan hastalar arasindan kimlerin seçilecegine karar verildi ve arastirma toplam 995 hasta üzerinde yapildi. Ilk bölümde hastalara OP’un nasil bir hastalik oldugu, tani ve tedavi amaciyla hangi hekime basvurduklari, bu hastaligin semptomlari ve sonuçlari hakkinda ne bildikleri soruldu. Sonuçlar yüzde olarak hesaplandi ve dagilim incelendi.
SONUÇLAR
Öncelikle hastalarin yas gruplari ve yasadiklari bölgelere göre dagilimi belirlenmis; buna göre en büyük grubun 50-70 yas araliginda oldugu tespit edilmistir (Tablo: 1).Türkiye’nin bölgelerine göre dagilimi incelendiginde Dogu Anadolu ve Güney Dogu Anadolu Bölgeleri toplam % 35 ile basta yer almakta; onu Marmara Bölgesi % 33 ile izlemekte, Ege ve Karadeniz Bölgeleri’nde oran % 12 ile ayni bulunurken Akdeniz Bölgesi’nde % 5 ve Iç Anadolu Bölgesi’nde % 3 gibi düsük oranlar tespit edilmistir . Hasta sayisindaki bu dagilim bölgelerden çalismaya katilan hekim sayisi ile iliskili olmayip gerçek dagilimi yansitmaktadir.Hastalara OP hakkinda ne bildikleri soruldugunda % 80 oraninda hastaligin bilinmedigi anlasilmistir (Tablo: 2).Osteoporoz hakkinda fikir sahibi olan kisilere hastaligin semptomlarina dair ne bildikleri soruldugunda % 60’inin semptomlardan haberdar oldugu, geri kalan % 35 hastanin her hangi bir bilgisi olmadigi anlasilmistir (Tablo: 3) Semptomlari bildigini söyleyen hastalardan bu belirtileri tanimlamalari istendiginde en sik görülen belirti olarak fraktür (% 30) dendigi; ikinci siranin % 23 ile bel agrisi ve sirtta egrilme arasinda paylasildigi; onlari boy kisaliginin (% 20) izledigi ögrenilmistir (Tablo:4). Diger semptomlarin içinde en büyük korkunun yataga bagimli olmak, sakat kalmak oldugu anlasilmaktadir.Hastalarin egitim durumlari sorgulandiginda egitim görmeyen % 33 kisiye karsilik sadece okuma-yazma bilen % 8 kisi oldugu ortaya çikmis, orta ögretim gören kisi sayisi % 38; üniversite egitimi alan kisi sayisi ise % 11 olarak saptanmistir (Tablo: 5).Hastalara OP tanisini hangi hekimin koydugu sorulmus; çogunlugun Fiziksel Tip ve Rehabilitasyon Hekimi oldugu anlasilmistir (Tablo: 6).Hastalarin vücut kitle indeksi degerlendirildiginde; çogunlugun kilolu (% 39) ve sisman (% 22) grubunda yer aldigi, normal kilolu kisilerin % 26 ile bu gruplari izledigi, zayif ya da asiri kilolu kadinlarin çok az sayida oldugu tespit edilmistir (Tablo: 7).Hastalarin hekime yönlenme sekli soruldugunda genellikle diger hekimler oldugu ögrenilmis, ikinci sirayi ise komsu ve arkadasin aldigi ögrenilmistir (Tablo: 8).Hastalarin OP disinda özgeçmislerinde özellikle risk faktörü olusturabilecek hastaliklar ve ilaç kullanimlari sorgulanmis; 208 hastada baska hastaliklar ve degisik ilaç kullanimi saptanmistir. Hastalik dagilimi incelendiginde ise ilk üç sirada hipertansiyon, diyabet ve tiroidit ‘in yer aldigi görülmüstür (Tablo: 9).Ayni hastalarin kullandigi ilaçlara bakildiginda; % 86 oraninda ilaç kullanan hasta oldugu, % 11 hastanin ilaç kullanmadigi ve % 3’ünün düzenli ilaç almadigi ögrenilmistir. Ilaç alan bu hastalarin en çok antihipertansif ilaçlar kullandigi görülmüstür. Analjezik kullaniminin hiç az olmadigi dikkati çekmektedir (Tablo: 10).99 hastanin 154’ünde OP ile ilgili olabilecek operasyonlar tespit edilmis; en sik görülen operasyon tipinin ise histerektomi (% 40) oldugu anlasilmistir (Tablo: 11).Menstruasyon baslama yasi sorgulandiginda % 23 hastanin yasi 13’ün alti, 13-14 yas % 47, 14 yas üstü % 27 olarak bulunmus; % 3 oraninda hatirlamayan ve yanitsiz birakanlar olmustur. Hastalarin yariya yakin grubunun 13 veya 14 yasinda adet görmeye basladigi görülmektedir.Menapoz yasinin 46+6 oldugu anlasilmis; dogum sayisinin % 51 ile 3 ‘ün üzerinde oldugu, 1 ile 3 çocuk sahibi olan kadinlarin % 40 oldugu, hiç dogum yapmamis kadinlarin % 9 gibi az bir oranda kaldigi tespit edilmistir.Total emzirme süresine bakildiginda hiç süt v ermeyen kadin oraninin % 4 bulunmasina karsin 2 yilin üzerinde süt vermenin oldukça yüksek (% 43) oldugu tespit edilmistir (Tablo: 12).Kadinlarin menapoz sonrasi hormon replasman tedavisi (HRT) görüp görmedikleri sorulmus; kadinlarin % 77’si hiç HRT almadiklarini ifade etmis, % 14’ü olumlu yanit vermis, % 9’u ise animsamamistir. HRT alan kadinlarda ise bu sürenin ortalama 19+12 ay (1-120 ay) civarinda oldugu görülmüstür.Hayat boyu süt içme incelendiginde bu miktarin gençlik yillarindan itibaren aliskanligi olanlarda ileri yaslarda da devam ettigi, az süt içenlerin daha sonra bu miktardan da vaz geçebildigi dikkati çekmektedir (Tablo: 13).Kahve, çay, kola ve alkol tüketimi ise degisik oranlarda bulunmustur (Tablo: 14).Sigara içme aliskanligi soruldugunda hastalarin % 77’sinin hayatlari boyunca hiç sigara içmedigi, % 12’sinin daha önce içtigi, % 6’sinin halen sigara kullandigi tespit edilmistir. Bir kisim hasta (% 5) ise soruyu yanitsiz birakmistir.Hastalarin giyim tarzi arastirilmis ve geleneksel giyimin yayginligi ögrenilmek istenmistir. Uzun etek ve gömlek giyip basini örten kadinlarin % 41 orani ile oldukça yüksek oldugu görülmüstür. Tamamen kapali giyim veya çarsaf kullaniminin ise % 31 ile ikinci siklikta yer aldigi, modern giyim dedigimiz kol ve bacaklarin açikta birakilarak, basin örtülmedigi hastalarin % 27 oraninda oldugu tespit edilmistir (Tablo: 15).Günes isigina maruz kalma sorgulandiginda, hiç günes isigi almayan hasta oraninin % 35, yilda 1 aydan az günes görenlerin % 26 oldugu ögrenilmis; buna karsin yilda 1 aydan uzun bir süre günes banyosu alanlarin % 15 oldugu görülmüstür. Yüksek bir oranda ise -% 24- soruya yanit verilmemistir.
SON SÖZ
Ülkemizde OP’u olan hastalarin karakteristik özellikleri, yasam stili, aliskanliklari ile risk faktörleri üzerine tarama çalismalari bir süredir yapilmaktadir. Elde edilen sonuçlar bölgesel farkliliklarin çok fazla oldugunu, arastirmalara mutlaka kemik mineral yogunlugu degerlendirmelerinin eklenmesi gerektigini düsündürmektedir.Yapilan anketlerle birlikte kemik yogunluklarini birlikte degerlendirme firsatimizin olmamasi nedeni ile bu hasta özelliklerinin hangisinin risk faktörü oldugunu söylememizmümkün olamamistir. Bu nedenle bu kisisel özellikler literatürle tartisma olasiligimizi da ortadan kaldirmistir.Sonuçlarimiz ön bildirim olup daha fazla sayida hastayi kapsayan çalismalara devam etmekteyiz.