Diğer

Hastanemize Basvuran Kadin Hastalarda Spinal ve Femoral Kemik Mineral Yogunlugunun Birbirleriyle ve Yasla Iliskisi

  • Göknur Karahan
  • Nesrin Yaraman
  • Belgin Karaoglan

Turk J Osteoporos 2004;10(3):-

ÖZETBizim çalismamizda amaç; hastanemize basvuran kadin hastalarda dual energy x-ray absorptiometry (DEXA) ile ölçülen lomber ve femur kemik mineral yogunlugu (KMY) degerlerinin birbirleriyle ve yasla olan iliskisini belirlemekti. Çalismaya, hastanemiz osteoporoz ünitesine basvuran 530 kadin retrospektif olarak alindi. Kadinlarin lomber omurga ve femur kemik mineral yogunluklari, DEXA yöntemi ile ölçüldü. Istatistiksel degerlendirme için Pearson korelasyon analiz yöntemi kullanildi. Yas ile L2-4 ve femur (boyun, wards) KMY (gr/cm2 ) degerleri arasinda negatif korelasyon saptandi. Korelasyon katsayisi femur wardsta en yüksek olup (r=-0.527), L2-4 de (r=-0.397) ve femur boynunda ise daha düsük (r=-0.163) idi. L2-4 ve femur boyun KMY T skorlari arasinda pozitif yönde korelasyon saptanmistir. Anahtar kelimeler: Yas, spinal-femur kemik mineral yogunlugu, osteoporozSUMMARYThe aim of this study was to investigate correlation between spinal and femoral bone mineral density (BMD) measured by dual energy x-ray absorptiometry (DEXA) and age in women patients.530 women who admitted to the osteoporosis unit of our hospital were included in the study retrospectively. Spinal and femoral bone density were measured by DEXA. Pearson’s correlation analysis was used. Negative correlation was assessed between age and spinal L2-4 and femoral (neck and wards) BMD. Correlation coefficiency was highest in femoral wards r=-0.527. Correlation coefficiency in spinal L2-4 was r=-0.397 and in femoral neck was r=-0.163. Positive correlation between spinal L2-4 and femoral neck BMD T scores were assessed.Key words: Age, spine-femoral bone mineral density, osteoporosis.

GIRIS

Osteoporoz, düsük kemik kütlesi, kemik mikro mimarisindeki degisiklikler ve sonucunda kemik kirilganligi ve kirik riskinde artisla karakterize sistemik bir hastaliktir. Osteoporoz en sik görülen metabolik kemik hastaligidir. Ölüm yasinin yükselmesi ile osteoporoz önemli bir halk sagligi problemi haline gelmistir (1,2). Osteoporozun genetik bir hastalik olduguna iliskin pek çok yayin mevcuttur. Genetik epidemiyolojik çalismalar maternal kirik aile hikayesi olan kadinlarda kirik riskinin arttigini göstermektedir. Kemik mineral yogunlugu bakimindan kalitsallik etkisi %80 olarak bildirilmektedir. Bu durumda kemik mineral yogunlugunda %80 uyumun bulunmasi genetik faktörler ile, %20 fark gözlenmesi de çevresel faktörler ile açiklanmaktadir. Osteoporozun kalitsalligi çevresel faktörlerden de etkilenmektedir. Gen-çevre etkilesimi, genetik faktörler yanisira diyet, egzersiz, günes isigina maruz kalma gibi etmenleri de kapsamaktadir (3).Kemik dansitometrisi, metabolik kemik hastaliklarinin tanisinda yaygin olarak kullanilan bir tekniktir. Dansitometrik yöntemle özellikle femur, lomber omurga ve tüm vücut olmak üzere seçilen bölgelerin kemik mineral yogunlugu (BMD) ve kemik mineral içerigi (BMC) ölçülebilmektedir.Vücudun farkli bölgelerinden yapilan BMD ölçümleriyle, osteoporoz tanisi konulup tedaviye yanit izlenebilir. Dual Energy X-Ray Absorptiometry (DEXA), kemik mineral yogunlugunu en iyi belirleyen ve yaygin kullanilan kantitatif yöntemlerden biridir (4,5,5,6).Bizim çalismamizda amaç, Türk kadin toplumunda DEXA ile ölçülen lomber ve femur BMD degerlerinin birbirleriyle ve yasla olan iliskisini belirlemekti.


HASTALAR VE YÖNTEM

Çalismaya Ankara Fizik Tedavi Rehabilitasyon Egitim ve Arastirma Hastanesi Osteoporoz Ünitesine basvuran, yaslari 30-88 arasinda degisen 530 kadin retrospektif olarak alindi. Çalismaya alinan kadinlarin lomber ve femur (wards, trokanter, boyun) kemik mineral yogunluklari DEXA (Lunar DPX-IQ) ile ölçüldü. Yas, vücut agirligi, boy, menopoz yasi, vücut kitle indeksleri (BMI) kaydedildi. BMI, vücut agirliginin boyun karesine bölünmesi ile elde edildi (kg/m_). Kadinlar yas gruplarina göre 6 dekata ayrildi. 30-39 yas grubu 4. dekat, 40-49 yas grubu 5.dekat, 50-59 yas grubu 6.dekat, 60-69 yas grubu 7. dekat, 70-79 yas grubu 8. dekat, 80-89 yas grubu 9. dekat seklinde idi. L2-4 ile femur boyun BMD degerleri arasindaki korelasyon Pearson korelasyon analizi ile degerlendirildi. Ayrica yasla L2-4 spinal, femur boyun ve wards BMD degerleri arasindaki korelasyona da bakildi.


BULGULAR

Yas, menopoz yasi, BMI degerleri Tablo I’de gösterilmistir. Dördüncü dekattaki kadinlarin hiçbiri menopozda degilken (n=21),tüm hasta gruplari içinde, toplam 41 kadin menopoza girmemisti. Tüm hastalarin %88,9’ u ise (n=489) menopozda idi (Tablo I). Çalismaya alinan kadinlarin dekatlara göre dagilimi Sekil I’de gösterilmistir. Tüm yas gruplarina göre, lomber ve femur (boyun, wards) ortalama BMD (gr/cm2) degerlerinde korelasyon bulunmustur (Tablo II). Tablo II’ye göre,yas arttikça lomber, femur boyun ve wardstaki BMD (gr/cm2) degerlerinde azalma görülmektedir.Yas gruplarina göre, lomber ve femur (boyun, wards) ortalama BMD degerleri T skoru kullanilarak Tablo III’de gösterilmistir. Tablo III’ e göre, L2-4 spinal, wards, femur boyun T degerlerinde, yasin artisi ile birlikte azalma görülmektedir.Tüm dekatlarda, yas ile L2-4 BMD (gr/cm2) ve femur (boyun,wards) degerleri arasinda negatif korelasyon saptandi. Korelasyon katsayisi femur wardsta en yüksek olup (r= -0.527, p=0.000), lomber bölgede (r= -0.397, p=0.000) ve femur boynunda ise (r= -0.163, p=0.000) idi. BMI ve lomber, femur boyun-wards kemik mineral yogunluklari arasindaki korelasyon dekatlara göre degerlendirildiginde, yas artisi ile birlikte korelasyon katsayilarinda da artis saptandi. Lomber bölge T degerleri ile BMI arasinda, 7. dekatta r=0.159 p=0.031, 8. dekatta r=0.251 p=0.012 , 9. dekattaysa r=0.385 p=0.021 bulundu. Femur boyun T degerleri ile BMI arasinda korelasyon katsayisi 9. dekatta r= 0.641 p=0.013 ile , tüm dekatlar içinde en yüksek olarak bulundu. Yine femur wardsta 9. dekatta r=0.688 p=0.006 olarak bulundu.Menopoz yasi ile lomber, femur boyun ve wards T skorlari arasinda negatif korelasyon mevcut olup katsayilar sirasi ile r= -0.329 p=0.000, r= -0.441 p=0.000, r= -0.436 p=0.000 seklinde idi.Yas gruplarina göre, lomber ve femur boyun BMD T skorlari arasindaki korelasyon katsayilari (r) sekil II’de gösterilmistir. 4. dekatta r=0.557 p=0.009, 5. dekatta r=0.552 p=0.000, 6. dekatta r=0.532 p=0.000, 7. dekatta r=0.505 p=0.000, 8. dekatta r=0.425 p=0.000 ve 9. dekatta r=0.717 p=0.004 seklinde idi.


TARTISMA

Günümüzde osteoporoz ve osteoporoza bagli kiriklar gittikçe artan bir saglik problemi haline gelmistir. Özellikle osteoporoza bagli gelisen kiriklar, önemli maddi ve manevi kayiplara yol açmaktadir (2,3,4,5,6,7).Çogu vakada osteoporoz sessiz bir hastalik olarak kalir. Hafif bir agirlik kaldirma gibi günlük aktiviteler sirasinda vertebra fraktürü olusana ya da düsme sonucu kalça fraktürü gelisene kadar osteoporoz tanisi koyulamayabilir. Fraktürler olusmadan önce kemiklerin zayifligi ya da gücü hakkinda bilgi sahibi olmak çok önemlidir. Osteoporoz tanisinda anamnez, fizik muayene ve klinik bulgularin yanisira, görüntüleme ve laboratuvar yöntemlerinin de önemli yeri vardir (1,2,3,4,5,6,7,8,2,3,4,5,6,7,8,9).Osteoporozun tani ve takibinde önemli bir yer tutan görüntüleme yöntemleri, osteoporozun derecesini ve kirik riskini belirleme, kemik kayip hizini ve uygulanan tedavinin etkinligini izleme gibi genel amaçlara yönelik olarak kullanilmaktadir (8,9,10,9,10,11). DEXA ilk olarak 1987 yilinda kullanilmistir. Günümüzde çok popüler olan bu yöntem altin standart kabul edilmektedir. DEXA ile posterior anterior, lateral lomber omurga, kalça, ön kol olarak tüm vücut ölçümleri yapilabilir. Avantajlari; alinan radyasyon dozunun 2-4 mREM gibi çok düsük degerlerde olmasi, yüksek dogruluk orani ve ölçümün kisa sürede tamamlanmasidir. Dezavantajlari; kortikal ve trabeküler kemigi ayiramamasi ve 65 yas üzerinde dejeneratif lezyonlarin prevelansinin yüksekligi nedeniyle lomber omurga ölçümünde yanlis sonuçlar vermesidir. Obez kisilerde teknigin dogruluk orani düser (1,2,3,4,5,2,3,4,5,6,7,8,2,3,4,5,6,7,8,9,10).Omurga, osteoporozda vertebra fraktürlerine erken maruz kalan bir bölgedir. Vertebra cisimleri spongioz kemik açisindan zengindir. DEXA’nin spinal verimliligi oldukça yüksektir. Vertebranin anatomisi gelismis otomatik analizlere izin verir. Standart DEXA ölçümlerinde spongioz kemik içeren vertebra korpusunun yaninda kortikal kemik içeren arka elemanlarda yer alir. Yaslilarda arka elemanlardaki spinöz proçes hipertrofisi ve faset eklem osteoartriti kemik yogunlugunun yanlis yüksek sonuçlar vermesine neden olur. Lateral spinal ölçüm böyle durumlarda endike olsa da, ölçüm pozisyonlamasindaki zorluk, çekim süresi uzunlugu gibi dezavantajlari mevcuttur. Kalça, kemik mineral yogunlugu ölçümünde kullanilan diger bir bölgedir. Kalça göreceli olarak daha kompleks bir mimari yapiya sahiptir ve ölçüm sonuçlarinin teknisyene bagli olmasi önemli noktalardir. Hatali pozisyon, rotasyon ve abduksiyondaki küçük degisiklikler nedeni ile kalça kemik mineral yogunlugunun spinal bölgeye göre verimliligi daha düsüktür (12).Osteoporozda en önemli faktör, doruk kemik kütlesi ve kemik kaybidir. Bu iki faktör de çevresel ve genetik degisikliklerle iliskilidir. Yapilan ikiz ve aile çalismalari doruk kemik kütlesi üzerine genetik etkiyi desteklemektedir. Irksal degisiklikler özellikle osteoporotik kiriklarla ilgili epidemiyolojik çalismalarda belirgindir. Genel olarak beyaz irkta, siyah ve Asya toplumlarina oranla kalça kirigi hizi daha yüksektir (7,8,9,10,11,12,13).Dougherty ve ark.,yaslari 20-79 arasinda olan 623 Kuveytli saglikli kadini BMD referans degerlerinin tespiti amaciyla çalismaya almistir. Lomber ve proksimal femurdan ölçüm yapilmistir. Altinci dekatin üzerindeki veriler, Kafkas Amerikalilarin normal verileri ile karsilastirilmistir. Sonuçlarda BMD’ nin beklendigi gibi, özellikle postmenopozal dönemde yasla birlikte azalma gösterdigi saptanmistir. Etnik köken, diyet ve yasam tarzindaki farkliliklara ragmen arada önemli fark tespit edilememistir (14).Tüzün ve ark.’nin yaptigi çalismada, 339 saglikli Türk kadininda yas gruplarina göre BMD degerleri arastirilmistir. Türk kadinlarinda spinal doruk kemik kütlesine 4. dekatta ulasilirken, femoral doruk kemik kütlesine 3. dekatta erisildigi saptanmistir. Bizim çalismamizda 20-29 yas araliginda kadin olmadigi için bu konuda tartisamadik. 30-39, 40-49 yas arasinda kemik mineral yogunlugu sabit seyrederken, 50 yastan sonra düsme görülmüstür. Bu bulgular, ABD ve Kuzey Avrupa verileriyle uyumlu bulunmustur (15).Yaliman ve ark., 902 Türk kadininda DEXA ile BMD ölçümlerinde spinal ve femoral BMD degerleri arasinda pozitif ve lineer korelasyon saptamislardir (16).Ranuccio ve ark., farkli bölgelerin BMD ölçümlerinin spinal osteoporozun tespitinde faydali oldugunu saptamistir. Femur alanindaki ölçümlerin sensitivitesinin, total vücut ve L2-4 BMD degerlerine göre daha düsük oldugunu tespit etmislerdir (4).Ryan ve ark., osteoporotik kompresyon kirigi olan 118 kadin hastanin lomber, femur boyun, trokanter ve wards üçgeninin BMD degerlerini DEXA kullanarak ölçmüstür. Sonuçlari 80 premenopozal ve 109 postmenopozal kadinla karsilastirmistir. Ölçümü yapilan dört bölge açisindan sensitivite olarak önemli fark görülmemistir. Sonuç olarak, spinal osteoporozda kemik kaybinin büyük kisminin, fraktür olusmadan meydana geldigi kararina varmislardir. Farkli bölgelerin, BMD ölçümlerinin kemik kaybinin derecesini belirleme ve tedaviye baslamada önemli oldugu sonucuna varmislardir (6).Jergas ve Genant, çalismasinda kombine spinal ve femoral BMD ölçümlerinin tek bölge ölçümleriyle karsilastirildiginda sensitiviteye çok katkisi olmadigini saptamislardir (12).Kaya ve ark.’ nin yaptigi bir çalismada femur boyun T skorlari yasla negatif korelasyon göstermesine karsin, L2-4 T skorlari yasla iliskisiz bulunmustur (17). Bizim çalismamizda ise, L2-4 T skorlari ile yas arasinda negatif korelasyon saptanmistir. Bunun nedeni Kaya ve ark.’nin çalismasinda sadece L2-4 T skoru > -2.5 olan postmenopozal kadinlarin alinmasi, bizim çalismamizda ise böyle bir dislama kriterinin bulunmamasidir. Çalismaya aldigimiz 530 hastanin, yas artisi ile lomber ve femur BMD degerleri arasinda negatif korelasyon saptanmistir. Bu negatif korelasyon, femur wardsta en yüksek olup (r:-0.527), lomber bölgede (r:-0.397) ve femur boyunda (r:-0.163) seklindedir. Ayrica T skorlarina göre, femur boyun ve lomber BMD degerleri arasinda da korelasyon saptanmistir.Kocaoglu ve ark., 1161 Türk kadini üzerinde yaptiklari çalismalarinda, dekatlara göre degerlendirildiginde 3. dekatta spinal ve femur boyun BMD degerleri arasinda çok kuvvetli bir korelasyon saptarken (r: 0.763) 4.’dekattan, 9. dekata dogru korelasyon katsayisi giderek azalsa da, tüm yas gruplarinda korelasyon bulmuslardir (18). Bizim çalismamizda 9. dekatta korelasyon katsayisinin yüksek olmasi hasta sayimizin az olmasina baglanabilir. Çalismamiz sonuçlarina göre, omurga ve kalça kemik dansitometrisinin birlikte kullanimi zorunlu degildir. Bir bölgede ölçümün güvenirligini degistirecek anatomik varyasyon, siddetli dejeneratif degisiklik ve kirik gibi nedenler varsa diger bölgeler degerlendirmede kullanilabilir.Sonuç olarak, femur boyun ve spinal BMD ölçümleri arasindaki korelasyon, osteoporozun tanisini koymada tek bölge çekiminin yeterli olacagini düsündürmektedir. Bu durumda, özellikle dejeneratif degisiklikleri fazla olan ileri yas grubundaki kadinlarda femurun tercih edilebilecek bir bölge oldugu kanisindayiz.


1. 1. Gökçe Kutsal Y. Osteoporoz. Beyazova M, Gökçe Kutsal Y. Fiziksel Tip ve Rehabilitasyon. Ankara: Günes Kitabevi, 2000:. 0;0:1872-1894.

2. 2. Delaney MF, Leboff SM. Metabolic Bone Disaese. In: Shaun R, Edward DH, Clement BS, eds.Kelley’s Textbook of Rheumatology. Philadelphia, 2001:. 0;0:53-1635.

3. 3. Deviren A. Osteoporoz Genetigi. Tüzün F. Osteoporoz ve Kemik Kalitesi. Istanbul 2003:. 0;0:35-51.

4. Nuti R, Martini G, Gennari C. Total body, spine and femur dual energy x-ray absorptiometry in spinal osteoporosis. Calcif Tissue Int . 1993;53:93-388.

5. 5. Avioli LV. Diagnostic Aids. Stevenson P. Clinician’s Manual on Osteoporosis, London, 2002:. 0;0:23-31.

6. Ryan PJ, Blake GM, Herd R et al. Spine and femur BMD by DXA in patients with varying severity spinal osteoporosis. Calcif Tissue Int . 1993;52:8-263.

7. 7. Eryavuz M. Osteoporoz. Gökçe Kutsal Y. Ankara: Günes Kitabevi, 2001:. 0;0:1-21.

8. 9. Micheal T. MC Dermott. Metabolic bone diseases. Sterling West. Rheumatology secrets. Philadelphia, 2002:. 0;0:374-383.

9. Sindel D. Osteoporozda tani yöntemleri. Türkiye Klinikleri Fiziksel Tip ve Rehabilitasyon Dergisi . 2002;2:0-0.

10. Melton JL, Atkinson EJ, O’Fallon WM et al. Long term fracture prediction by bone mineral assessed at different skeletal sites. J Bone Miner Res . 1993;8:33-1227.

11. Jergas M, Genant HK. Spinal and femoral DXA for the assesment of spinal osteoporosis. Calcif Tissue Int . 1997;61:7-351.

12. Henry YM, Eastell R. Ethnic and gender differences in bone mineral density and bone turnover in young adult: effect of bone size. Osteop Int . 2000;11:7-512.

13. Dougherty G, Al-Marzouk N. Bone density measured by dual-energy x-ray absorptiometry in healthy Kuwaiti women. Calcif Tissue Int . 2001;68:9-225.

14. Tüzün F, Tüzün S, Karacan I. Evaluation of bone mineral density in a Turkish population. Osteop Int . 2000;11:0-0.

15. Yaliman A, Oral A, Sindel D. DXA ile ölçülen lomber vertebra ve femur boyun kemik mineral yogunluklari arasindaki osteoporoz tanisi açisindan uyum. Osteoporoz Dünyasindan . 2001;6:8-15.

16. Kaya T, Ölmüs N, Günaydin R. Postmenopozal kadinlarda lomber omurga ve femur kemik mineral yogunlugu ile hasta yasi arasindaki iliski. Osteoporoz Dünyasindan . 2003;9:8-105.

17. Kocaoglu S, Karaoglan B,Celeli E ,et al. Türk kadin toplumunda spinal ve femoral kemik mineral yogunlugu arasindaki korelasyon. Romatol Tib Rehab . 2002;13:0-152.