Giris
Yanik, kardiyovasküler, pulmoner, metabolik, endokrin ve immün sistemi ilgilendiren kompleks lokal veya sistemik yanitlara neden olan bir yaralanmadir (1-3). Son yillarda yara yeri eksizyonu, erken greftleme, sivi resüstasyonu, enteral nütrisyon, infeksiyon kontrolü gibi akut yanik bakimindaki ilerlemeler nedeniyle mortalitede önemli bir azalma görülmektedir. Sagkalim arttikça yanikli hastalarda yasam kalitesini etkileyecek birçok kas iskelet sistemi komplikasyonu daha sik saptanir hale gelmistir (4).Yanik etyopatogenezi tam olarak anlasilmamis birtakim kemik metabolizma degisikliklerine de neden olmaktadir. Immobilizasyon basta olmak üzere histomorfometrik bulgular kemik hastaliginin multifaktoryel olduguna isaret etmektedir (5). Yanik sonrasi erken dönemde artan IL-1b ve IL-6 gibi proinflamatuar sitokinlerin ve glukokortikoidlerin RANKL üretimini artirarak, osteoklastogenezisi ve kemik rezorbsiyonunu arttirdigi, kemik formasyonunu azalttigi ileri sürülmektedir. Ayrica bu hastalarda kalsiyum metabolizmasinda da bozukluk görülmektedir. Mekanizmasi tam anlasilamamis olmakla birlikte yanik hastalarinda D vitamin yetersizligi, paratiroid bezi üzerindeki kalsiyum reseptörlerindeki upregulasyona bagli oldugu düsünülen hipoparatiroidi ve buna sekonder hiperkalsiüri ve hipokalsemi görüldügü bildirilmektedir. Travma nedeniyle immobilizasyon sonucu kemige mekanik yüklenmedeki azalma da kemik kaybi ile iliskili bir baska faktördür (4-6-7). Ayrica potent anabolik bir ajan olan büyüme hormonu ve androjen seviyesi de düsmekte ve bunlara bagli olarak kas katabolizmasi, kemik kaybi ve iskelet büyümesinde degisiklikler de görülmektedir (8). Yanik hastalarinda görülen kemik kaybinin erken dönemde basladigi düsünülmekle birlikte zamani konusunda kesin bir görüs birligi yoktur. Bazi yazarlar ilk 3 hafta içinde kemik kaybinin basladigini bildirirken, bazi yazarlar 8. haftadan itibaren kemik kaybinin basladigini bildirmektedir.Bu çalismanin amaci yanik sonrasi akut dönemde kemik kaybinin olup olmadigi ve fonksiyonel durumun kemik kaybi üzerine etkisini arastirmaktadir. Ön çalisma niteligindeki bu çalismayi takiben, yanigi takiben kemik dokuyu korumaya yönelik tedavi protokollerinin nasil düzenlenmesi gerektigine dair arastirmalar planlanacaktir.
Hastalar ve Yöntem
Bu çalisma 2005 Kasim-2006 Aralik tarihleri arasinda Baskent Üniversitesi Adana Arastirma ve Uygulama Hastanesi bünyesinde yer alan yanik ünitesinde takip ve tedavisi yapilan 19 hasta üzerinde gerçeklestirildi. Yanik total vücut yüzey alani yüzdesi (yanik TVYA yüzdesi) %20 ve üzerinde olan 20-50 yasindaki hastalar çalisma için seçildi. Postmenopozal dönemdeki kadin hastalar, guatr, kronik karaciger, böbrek hastaligi, epilepsi, romatizmal hastalik, uzun dönem steroid kullanimi ve diabet gibi kemik metabolizmasini etkileyecek durumu bulunan hastalar çalismaya alinmadi.Hastalar yanik nedeni, yeri, yüzdesi, derecesi, kas iskelet sistemine ait komplikasyon, ambulasyon ve fonksiyonel durumlari açisindan degerlendirildi. Fonksiyonel durum Fonksiyonel Bagimsizlik Ölçegi (FBÖ) ve Fonksiyonel Ambulasyon Skalasi (FAS) ile degerlendirildi (9). Kemik mineral yogunlugunu ölçümünde, halen bu amaçla en yaygin kullanilan yöntem olan dual energy X-Ray absorbsiyometri yöntemi (Hologic QDR-4500A model) kullanildi (10). Birinci ayin sonunda DEXA ile total L1-L4 vertebra, distal sol önkol ve total sol femur kemik mineral yogunlugu belirlendi. Kemik kaybi, kemik yogunlugunu kisinin kendi yas ve cinsiyetindeki saglikli bireylerle karsilastiran Z skoruna göre yapildi, –1’in altindaki degerler pozitif kabul edildi.Istatistiksel degerlendirmede SPSS 11.0 for Windows paket programi kullanildi. Verilerin ortalama degerleri ve dagilimlari tanimlayici istatistik test ile, veriler arasindaki iliski ise Spearman korelasyon testi kullanilarak yapildi, p<0.05 anlamli olarak kabul edildi.
Bulgular
Ondördü erkek besi kadin olan 19 hastanin yas ortalamasi 33.09±11.61 idi. Sekiz hastada alev, 1 hastada sicak su, 7 hastada elektrik, 1 hastada kimyasal madde ile yanik mevcuttu. Yanik TVYA yüzdeleri ortalamasi 34.73±14.60 idi. Hastalarimizdan 13 (%68.4) ünde yanik TVYA %25 in üzerinde olup ciddi yanik mevcuttu, geri kalan 6 hastada (%31.6) ise orta derece yanik mevcuttu. Hastalarin 1. ayda FBÖ ortalamasi 110.00±18.20, FAS ortalamasi 4.47±1.24 idi (Tablo 1). Hastalarimizin %68,4 (13) ünde distal sol ön kol, %21.1 (4) inde total sol femur, %36.8 (7) inde total L1-L4 vertebra z skoru <-1 olarak bulundu. Yanik TVYA yüzdesi, FAS ve FBÖ ile distal sol ön kol, total sol femur ve total L1-4 vertebra kemik mineral yogunlugu (KMY) ve Z skorlari arasinda istatistiksel açidan anlamli bir iliski yoktu (Tablo 2).