Orijinal Makale

Kronik Mekanik Bel Ağrısı Olan Hastalarda Egzersizle Beraber Fizik Tedavi Uygulamalarının Sadece Egzersiz Tedavisi ile Karşılaştırılması

10.4274/tod.93064

  • Özlem Yılmaz
  • Pınar Küçük Eroğlu
  • Fatma Gül Yurdakul
  • Yeşim Garip Çimen
  • Filiz Eser
  • Aslıhan Alhan
  • Hatice Bodur

Gönderim Tarihi: 13.07.2014 Kabul Tarihi: 14.10.2014 Turk J Osteoporos 2015;21(2):73-78

Amaç:

Kronik bel ağrılı hastalarda egzersiz ve egzersiz ile beraber fizik tedavinin etkinliklerini araştırmak ve birbiriyle karşılaştırmak.

Gereç ve Yöntem:

Üç aydan uzun süredir mekanik bel ağrısı olan 23’er hasta polikliniğe başvuru sırasına göre egzersiz ya da fizik tedavi+egzersiz gruplarından birine dahil edildi. İki grup da 14 gün boyunca, günde 2 seans lomber fleksiyon+ekstansiyon, lomber kasları ve karın kaslarını güçlendirme ve iliopsoas, hamstring ve kuadrisepsleri germe egzersizlerini yaptı. Ayrıca fizik tedavi grubuna 10 seans sıcak paket+terapötik ultrason+interferansiyel akım tedavisi verildi. Bel ağrısı şiddeti görsel analog skala (GAS) ile, bel hareket açıklığı el parmak-zemin mesafesi (EPZM) ve Modifiye Schober testi ile, fonksiyonel durum Modifiye Oswestry bel ağrısı skalası ile, yaşam kalitesi Short form-36 (SF-36) ile tedavi öncesi ve tedaviden 1 ay sonra değerlendirildi.

Bulgular:

Egzersiz grubu yaş ortalaması 59 olan 21 kadın 2 erkek hastadan oluşuyordu. Fizik tedavi grubunda yaş ortalaması 60 olan 20 kadın 3 erkek hasta vardı. Her iki grupta da tedavi sonrası ağrı ve EPZM azaldı,Modifiye Schober ölçümü arttı, fonksiyonel durum iyileşti ve SF-36 kategorilerinden ağrı ve fiziksel fonksiyonlarda iyileşme oldu. Egzersiz grubunda SF36- fiziksel rol güçlüğü de iyileşti. Fizik tedavi grubunda ağrıda azalma, EPZM’de artma, fonksiyonel durumdaki iyileşme anlamlı derecede fazla idi. Modifiye Schober testi ve yaşam kalitesindeki değişimler açısından gruplar arasında fark bulunmadı.

Sonuç:

Kronik bel ağrısında egzersizler de egzersiz+fizik tedavi de etkindir. Egzersiz tedavisinden yeterince fayda görmeyen hastalara fizik tedavi uygulamaları ile başarılı sonuçlar alınabilir. (Türk Osteoporoz Dergisi 2015;21: 73-8)

Anahtar Kelimeler: Bel agrisi, egzersiz, fizyoterapi, ultrason, interferansiyel akim

Giriş

Bel ağrısı, yüksek, orta ve düşük gelirli ülkelerin hepsinde önde gelen bir morbidite sebebidir ve insanların %80-85’ini hayatlarının en az bir döneminde etkiler (1). Mekanik bel ağrısı fiziksel aktivite ile uyarılan, istirahatle hafifleyen ve çoğunlukla bölgesel mekanik bir bozukluktan kaynaklanan bel ağrısıdır. Bel ağrısını mekanik olarak tanımlayabilmek için inflamatuvar, enfeksiyöz, tümöral, metabolik nedenler, fraktür ve iç organlardan yansıyan ağrılar gibi nedenler ekarte edilmelidir (2). Kronik bel ağrısı 12 haftadan uzun süredir varolan mekanik karakterdeki bel ağrısıdır. Kronik bel ağrısında en sık kullanılan konservatif tedavilerin etkinliğini inceleyen bir meta-analizde Tulder ve ark. egzersizin özellikle kısa dönemdeki etkinliği hakkında kuvvetli kanıtlar olduğunu bildirmiştir (3). Bu meta-analizde günlük pratiğimizde sıkça kullandığımız fizik tedavi ajanları (yüzeyel ısıtıcılar, terapötik ultrason, kısa dalga diatermi, interferansiyel akım gibi) hakkında bilgi yer almamaktadır. Sonradan yapılan, egzersiz tedavilerinin etkinliğini araştıran başka bir meta-analizde egzersiz tedavisinin kronik bel ağrısında hafifçe etkili olduğu bildirilmiştir (4). Egzersiz tedavisinin etkinliği hakkında farklı bildirimlerin olması ve günlük pratikte sıkça kullandığımız fizik tedavi ajanlarının etkinliği hakkında literatürde yeterince bilgi olmaması nedeniyle çalışmamızı planladık.


Gereç ve Yöntem

Çalışmaya başlamadan önce “Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Bilimsel Çalışmalar Etik Kurulu”ndan izin alındı.

Hastalar

Çalışmaya 3 aydan uzun süredir mekanik karakterde bel ağrısı olan ve Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon polikliniğine başvuran 25-70 yaş aralığındaki hastalar dahil edildi. Çalışma Kasım 2013-Mart 2014 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Hastalar çalışma hakkında bilgilendirildi ve çalışmaya dahil olanların yazılı onam formları alındı. Tanı klinik muayene ve görüntüleme bulgularına dayanarak konuldu. Görüntüleme yöntemi hastaya göre seçildi. Dolayısıyla bazı hastalarda lomber magnetik rezonans (MR), bazılarında 2 yönlü lomber x-ışını görüntüleme tetkikleri yapıldı. Bazı hastaların ise son 3 ay içerisinde yapılmış MR görüntüleme ya da lomber grafi tetkikleri ellerinde mevcut olduğundan, bu tetkikler tekrar istenmedi. MR görüntülemesinde ya da grafisinde vertebral kompresyon kırığı, instabilite, transizyonel vertebra veya skolyoz bulunanlar ile son 6 ayda fizik tedavi almış olan hastalar çalışma dışı bırakıldı. Çalışmaya dahil edilen hastaların direk grafilerinde izlenen patolojik bulgular intervertebral disk aralığında daralma ve/veya diğer spondilotik değişiklikler (osteofitler, faset eklemlerde genişleme/skleroz artışı vb.) idi. MR görüntülemelerindeki patolojik bulgular ise intervertebral diskin bulging ve/veya protrüzyonu ile diğer dejeneratif değişikliklerdi. Hastalar polikliniğe başvurma sırasına göre, ve her grupta 25’er kişi olacak şekilde egzersiz (Egz) ya da fizik tedavi ile beraber egzersiz (FT) gruplarından birine dahil edildi. Hastaların gruplara dahil edilmesi basit rastgele yöntemle yapıldı. Yani çalışmaya alınmaya uygun bulunan birinci hasta Egz grubuna, ikinci hasta FT grubuna, üçüncü hasta Egz, dördüncü hasta FT grubuna dahil edilerek ve bu sırayla devam edilerek gruplar 25’er kişiye tamamlandı. Her iki gruba da postur eğitimi verildi, aşırı fiziksel yüklenmeden kaçınmaları öğütlendi ve ağrı korkusuyla hiç hareket etmemenin yanlış olduğu söylendi. Hastalara düzenli bir medikal tedavi verilmedi, bununla beraber ihtiyaç duyarlarsa günde 1 gramı geçmeyecek dozda parasetamol içeren tabletleri kullanmalarına izin verildi. Fizik tedavi uygulamaları aynı fizyoterapist tarafından, hot pack (20 dk), ultrasound (ITO marka 1 MHz frekansında ve 1,5 W/cm2 şiddetinde), interferansiyel akım (BTL 4000 marka 4 kanallı interferansiyel akım) kombine tedavisi şeklinde, ardışık 10 iş günü, günde bir seans uygulandı. Her iki gruba da lomber fleksiyon ve ekstansiyon egzersizleri, iliopsoas, hamstring ve kuadriseps kaslarını germe egzersizleri, lomber ve karın kaslarını güçlendirme egzersizleri aynı fizyoterapist tarafından öğretildi ve günde 2 defa 20’şer dakikalık seanslar halinde, evlerinde 14 gün boyunca yapmaları istendi. Tedavi öncesi ve sonrası tüm değerlendirmeler, hastaların hangi gruba dahil olduğunu bilmeyen tek bir araştırmacı tarafından yapıldı.

Değerlendirme Yöntemleri

Bel Ağrısı

Bel ağrısının şiddeti görsel analog skala (Visual Analog Skala; VAS) ile değerlendirildi. Bu amaçla hastadan 0-10 cm’lik bir çizgi üzerinde 0: ağrı yok, 10: olabilecek en şiddetli ağrı olmak üzere ağrısının şiddetini işaretlemesi istendi.

Eklem Hareket Açıklığı

Lomber hareket açıklığı el parmak-zemin mesafesi (EPZM) ve lomber Modifiye Schober testi ile değerlendirildi (5). Modifiye Schober testi şu şekilde yapılır: Lomber hareket açıklığı ölçülecek kişi ayakta dik dururken venüs gamzelerini (spina iliaca posterior superiorlar) birleştiren çizginin 10 cm üzeri ve 5 cm altı işaretlenir. Kişiden dizlerini bükmeden öne doğru eğilebildiği kadar eğilmesi istenir. İşaretlenen iki nokta arası ölçülür ve 15 cm’nin üzerine kaç cm çıkıyorsa bu değer lomber Modifiye Schober testi sonucudur. EPZM hasta dizlerini bükmeden ve ellerini serbestçe sarkıtarak yapabildiği kadar öne eğilmişken 3. el parmağı ile yer arasındaki mesafenin ölçümü ile bulunur.

Fonksiyonel Durum

Fiziksel fonksiyonlar Modifiye Oswestry bel ağrısı skalası ile değerlendirildi. Bu ölçek her biri 0-5 arası puanlandırılan 10 sorudan oluşmaktadır. Bu sorular ile ağrı şiddeti, kişisel bakım, kaldırma, yürüme, oturma, ayakta durma, uyuma, sosyal hayat, seyahatte ağrı ve ağrının değişme derecesi sorgulanır. İlk versiyonunda 8. soru cinsel hayatla ilgilidir ancak bu sorunun yeterince güvenli cevaplandırılmadığı düşüncesiyle ölçek revize edilmiş ve Modifiye Oswestry oluşturulmuştur (6). Kişi her soruyu cevaplamışsa maksimum skor 50 olabilir. Sonuç “hastanın skoru / muhtemel maksimum skor X 100” formülü ile hesaplanır. Geçerliliği ve güvenilirliği gösterilmiş bir Türkçe versiyonu mevcuttur (7,8).

Yaşam Kalitesi

Kısa-form-36 (Short-form 36; SF-36) ile değerlendirildi. Bu ölçek 8 kategoride 36 maddeden oluşmaktadır. Fiziksel fonksiyon (10 madde), sosyal fonksiyon (2 madde), fiziksel fonksiyonlara bağlı rol kısıtlılıkları (4 madde), emosyonel sorunlara bağlı rol kısıtlılıkları (3 madde), mental sağlık (5 madde), enerji/canlılık (4 madde), ağrı (2 madde) ve sağlığın genel algılanması (5 madde) bölümlerinden oluşur. Alt ölçekler sağlığı 0-100 arasında bir puan ile değerlendirmektedir ve 0 kötü sağlık durumunu gösterirken, 100 iyi sağlık durumuna işaret etmektedir (9). SF-36’nın Türkçe’ye adaptasyonu ile geçerlilik ve güvenilirlik çalışması Koçyiğit ve ark. tarafından yapılmıştır (10).

İstatistiksel Analiz

Çalışmada elde edilen verilerin gruplara göre demografik özellikler bakımından özetlenmesi amacıyla Shapiro Wilk normallik testi sonuçlarına göre, normal dağılım gösteren sürekli değişkenler için bağımsız gruplarda t testi, normallik varsayımlarını karşılamayan değişkenler için ise Mann Whitney U testi uygulanmıştır. Tedavi öncesi ve sonrasına ilişkin ölçüm değerleri arasındaki farkın test edilmesi amacıyla Wilcoxon signed rank kullanılmış ayrıca gruplar bakımından ölçümlere ilişkin farkların test edilmesi için yine Mann Whitney U testi uygulanmış ve tip 1 hatada meydana gelecek artış için Bonferroni düzeltmesi yapılmıştır. Kategorik değişkenlerin gruplara göre karşılaştırılmasında ki-kare testi ya da Fisher’in exact testi kullanılmış, çalışmanın sonuçları ortanca (minimum-maksimum) ve frekans dağılımları kullanılarak özetlenmiştir. İstatistiksel anlamlılık seviyesi, 0,05 alınmış ve analizler için SPSS 15.0 paket programından yararlanılmıştır.


Bulgular

Egz grubunda 2 hasta kontrol muayenesine gelmediği için FT grubunda da 2 hasta egzersizlerini düzenli olarak yapmadığı için çalışmadan çıkarıldı. Böylece 23’er hastanın verileri analize dahil edildi.

Hastaların demografik verileri Tablo 1’de sunulmuştur.

Egzersiz grubunda 13 hastanın direk grafisi vardı. Bunların 6 tanesinde sadece intervertebral disk aralığında daralma vardı 7’sinde ise diğer spondilotik değişiklikler de (osteofitler, faset eklemlerde genişleme/skleroz artışı vb.) vardı. Fizik tedavi grubunda 11 hastanın MR’ı mevcuttu. Bunlardan 3’ünde en az bir tane intervertebral disk bulging’i 2’sinde en az bir tane disk protrüzyonu ve 6’sında diskopati beraberinde dejeneratif spondilotik değişiklikler de vardı. X-ray değişiklikleri açısından gruplar arasında fark bulunmadı (p=0,697). Egzersiz grubunda 10 hastanın MR tetkiki mevcuttu. Bunlardan 4’ünde en az 1 tane intervertebral disk protrüzyonu (bulging var ya da yok) rapor edilmişti. Altısında ise protrüzyon ya da bulging şeklindeki en az bir diskopatiye dejenereatif değişiklikler de eşlik ediyordu. Fizik tedavi grubunda 11 hastanın MR’ı mevcuttu. Bunlardan 3’ünde en az bir tane intervertebral disk bulging’i 6’sında en az bir tane disk protrüzyonu ve 12’sinde diskopati beraberinde dejeneratif spondilotik değişiklikler de vardı. MR bulguları açısından çalışma grupları arasında fark yoktu (p=0,240), (Tablo 2).

Gruplar başlangıçta EPZM ve SF-36 fiziksel rol güçlüğü açısından benzerdi. Fakat ağrı-VAS ve Modifiye Schober ölçümü FT grubunda daha fazla, Oswestry skalasına göre FT grubu daha kötü fonksiyonel durumda, ve SF-36’nın fiziksel rol güçlüğü dışındaki kategorilerinde daha kötü yaşam kalitesine sahipti.

Her iki grubun da bel ağrısı tedavi sonrasında anlamlı düzeyde azaldı (p<0,001). Fizik tedavi grubundaki azalma egzersiz grubuna göre anlamlı olarak daha fazla idi (p<0,0001). EPZM de her iki grupta da tedavi sonrası anlamlı düzeyde azaldı (p<0,0001). Fizik tedavi grubundaki azalma anlamlı düzeyde daha fazla idi (p=0,006). Lomber Modifiye Schober testine göre eklem hareket açıklığı her iki grupta da artmış olarak bulundu (Egz ve FT grupları için sırasıyla; p=0,002 ve p=0,001). Ancak Modifiye Schober testindeki değişim açısından gruplar arasında fark bulunmadı (p=0,512). Oswestry skalası ile ölçülen fonksiyonel durum her iki grupta da tedavi sonrası anlamlı düzeyde daha iyi bulundu (p<0,0001). Fizik tedavi grubundaki iyileşme anlamlı düzeyde daha fazla idi (p=0,002) (Tablo 3). İki grubun tedavi sonrası ağrı, Oswestry skoru ve EPZM değişimleri Grafik 1’de sunulmuştur. Egz ve FT grubunda SF-36’nın ağrı ve fiziksel fonksiyonlar alt kategorisinde tedavi sonrası anlamlı düzeyde iyileşme gözlendi (ağrı için Egz ve FT grubu için sırasıyla; p<0,0001 ve p=0,002), (fiziksel fonksiyonlar için Egz ve FT grubu için sırasıyla; p<0,0001 ve p=0,007). Fiziksel rol güçlüğü alt kategorisinde Egz grubunda anlamlı iyileşme bulundu (p=0,004), ancak FT grubunda bulunmadı. İki tedavi grubunda da SF-36’nın diğer kategorilerinde tedavi öncesi ve sonrası değerler arasında anlamlı fark saptanmadı (p>0,0166). Ayrıca SF-36’nın tüm alt gruplarındaki değişimler açısından da iki grup arasında fark yoktu (p>0,0166) (Tablo 4).


Tartışma

Sonuçlarımıza göre egzersiz tedavisi kronik bel ağrılı hastalarda kısa dönemde etkili bulunmuştur, beraberinde fizik tedavi de uygulanması ağrının azalması, bel hareket açıklığının artması ve fonksiyonel durumun iyileşmesi açısından daha etkilidir. Aktif egzersiz programı kronik bel ağrılı hastalarda ağrıyı azaltır ve fonksiyonel durumu iyileştirir. Egzersiz tedavisi ile ağrıyı azaltmak, zayıf kasları güçlendirmek, kontrakte kasları germek, hipermobil segmentleri stabilize etmek, hipomobil segmentleri mobilize etmek, spinal yapılara mekanik stresi azaltmak, postürü düzeltmek amaçlanır (11). Bizim çalışmamızda da egzersiz grubunda anlamlı derecelerde ağrıda azalma, eklem hareket açıklığında artma ve fonksiyonel durumda iyileşme gözlendi. Hansen ve ark. yoğun egzersiz programı ile geleneksel izometrik egzersiz programlarını (gövde ve bacak kasları için izometrik güçlendirme egzersizleri) plasebo ile karşılaştırdıkları çalışmalarında her iki tedavinin de uzun ve kısa dönemde (1. ay ve 1. yılda) ağrıyı azaltmada plasebodan üstün bulunduğunu bildirmiştir (12). Risch ve ark.’nın çalışmasında da lomber ekstansiyon egzersizleri kronik bel ağrılı hastalarda ağrıyı azaltmada ve fonsiyonel durumu iyileştirmede plasebodan üstün bulunmuştur (13).

Isının fizyolojik etkileri vazodilatasyon, ağrı eşiğinde artma, konnektif dokuda kollajen liflerinin elastikiyetinde artmadır. Yüzeyel ısı deri altı dokularda etkilidir, derin ısı kaslar, kemikler, ligamanlar gibi daha derin dokuları etkiler. İnterferansiyel akımın etkisiyle de analjezi gelişir. Çalışmamızda fizik tedavi grubunda yüzeyel ve derin sıcak modalitelerini kombine olarak kullandık. Bu grupta hem tedavi öncesine göre anlamlı iyileşme saptandı, hem de bu iyileşmenin sadece egzersiz yapanlara göre fazla olduğu görüldü. Durmuş ve ark. da kronik bel ağrılı hastalarda ultrason ve fonoforezin etkinliklerini araştırdıkları ve karşılaştırdıkları çalışmalarında bir gruba egzersiz, diğer gruba terapötik ultrason ve bir diğerine de fonoforez uygulamışlardır (14). Çalışmamıza benzer şekilde ağrıyı VAS ile dizabiliteyi Oswestry skalası ile ve yaşam kalitesini de SF-36 ile değerlendirmişlerdir. Üç tedavinin de ağrıyı ve dizabiliyeti azaltmada ve yaşam kalitesini arttırmada etkili olduğunu bildirmişlerdir. Ağrıda azalma ultrason grubunda egzersiz grubundan daha fazla bulunmuştur.

Çok yakın zamanda İran’dan yayınlanan bir meta-analizde kronik bel ağrısında terapötik ultrasonla yapılan randomize kontrollü çalışmalar analiz edilmiştir ve bu tedavi modalitesinin fonsiyonel durumu iyileştirmede kısa dönemde etkin olabileceğini ama ağrıyı azaltmada etkinliğine dair güçlü kanıt bulunmadığı bildirilmiştir (15). Sonuç olarak daha fazla sayıda hasta ile yapılan ve sağlam metodolojisi olan çalışmalara ihtiyaç olduğunu belirtmişlerdir. Bizim çalışmamızda fizik tedavi hem etkin hem de egzersize göre daha üstün bulundu. Meta-analize dahil edilen çalışmalarda ultrason tedavisi tek başına ya da egzersizle kombine olarak kullanılmıştır. Bizim çalışma grubumuzda yüzeyel sıcak, analjezik akım ve egzersizle kombine olarak kullanıldı ve etkin bulundu. Aynı grup tarafından yapılan randomize kontrollü bir çalışmada ise ultrason tedavisi kronik nonspesifik bel ağrısında ağrıyı azaltmada, eklem hareket açıklığını artırmada ve fonksiyonel durumu iyileştirmede etkin bulunmuştur, eklem hareket açıklığını arttırmada ve fonksiyonel durumu iyileştirmede plasebo ultrasondan üstün bulunmuştur (16). Bu çalışmada her iki gruba da egzersiz tedavisi verilmiştir. Bizim çalışma sonuçlarımız da aynı yöndedir. Ülkemizden yapılan randomize kontrollü başka bir çalışmada hem egzersiz hem de fizik tedavi (sıcak paket+ultrason+transkutanöz elektriksel sinir stimulasyonu; TENS) ile beraber egzersiz tedavileri ağrıyı azaltmada etkin bulunmuştur, fizik tedavi+egzersizin dizabilite ve psikolojik bozukluklara daha etkili olduğu bildirilmiştir (17). Bu çalışmada fizik tedavi grubunda bizden farklı olarak TENS kullanılmıştır. Ancak bu çalışmanın sonuçları da bizim sonuçlarımızla aynı yöndedir.

Akut ve kronik bel ağrısında farmakolojik olmayan tedavilerin incelendiği bir meta-analizde bilişsel-davranışsal tedavi, egzersiz, spinal manuplasyon ve interdisipliner rehabilitasyonun orta derecede etkin olduğuna dair güçlü kanıt olduğu bildirilmiştir. Bu yayında fizik tedavi modalitelerinden interferansiyel akım, korseler, düşük enerjili lazer, kısa dalga diyatermi, yüzeyel sıcak, traksiyon, transkutanöz elektriksel sinir stimulasyonu ve ultrasonun etkinliği araştırılmıştır ve fizik tedavi modaliteleri ile ilgili sistematik derlemelere girebilen yayının az olduğu bildirilmiştir (18). Çalışmamızda kullandığımız ajanlardan interferansiyel akımın etkinliği hakkında yeterince kanıt olmadığı, yüzeyel sıcağın akut bel ağrısında kısa dönemde etkin olduğu fakat kronik ağrıda analize girecek özelliklerde çalışma bulunmadığı, ultrasonun ise kronik bel ağrılarında etkinliğine dair iki çalışmanın birinde etkili diğerinde ise etkisiz bulunduğu bildirilmiştir. Biz çalışmamızda bu ajanları kombine kullandık ve hem etkili hem de sadece egzersiz tedavisine göre üstün bulduk. Bu meta-analizde egzersiz tedavisinin hiç tedavi vermemeye göre erken dönemde ağrıyı azaltmada, uzun sürede hem ağrıyı azaltmada hem de fonksiyonları iyileştirmede hafif-orta derecede daha etkin olduğuna dair kuvvetli kanıt bulunduğu bildirilmiştir. Ayrıca kronik mekanik bel ağrısında en iyi sonuçların kişiye özel, gözetimli yapılan, germe ve güçlendirme egzersizleri ile alındığı da bildirilmiştir (19). Biz de çalışmamızda son bilgiler ışığında germe ve güçlendirme egzersizlerini kullandık. Ancak fiziksel mekan ve insan kaynağı yetersizliği nedeniyle egzersizler gözetimli yapılamadı ve standardizasyonun bozulmaması için kişiye özel programlar verilmedi.

Çalışmamızın en önemli kısıtlılıkları hasta sayısının ve takip süresinin az olması, egzersiz tedavisinin gözetimli yapılamamış olması ve başlangıçta grupların ağrı şiddeti, fonksiyonel durum ve yaşam kalitesi açılarından benzer olmamaları idi. İleride daha fazla sayıda hasta ile yapılacak, uzun takipli, randomize-kontrollü çalışmalar ile uluslararası literatüre katkıda bulunmalıyız.

Sonuç

Kronik bel ağrılı hastalarda düzenli egzersiz tedavisi ile etkin bir sonuç alınabilmektedir. Egzersizle beraber fizik tedavi uygulamaları ile daha başarılı sonuçlar elde edilmiştir.


1. Hoy D, March L, Brooks P, Woolf A, Blyth F, Vos T, et al. Measuring the global burden of low back pain. Best Pract Res Clin Rheumatol 2010;24:155-65.
2. Özcan Yıldız E. Bel ağrısı. In: Beyazova M, Gökçe Kutsal Y, editors. Fiziksel tıp ve rehabilitasyon. Ankara, Güneş Kitabevi; 2000. p. 1465-98.
3. van Tulder MW, Koes BW, Bouter LM. Conservative treatment of acute and chronic nonspecific low back pain. A systematic review of randomized controlled trials of the most common interventions. Spine (Phila Pa 1976) 1997;22:2128-56.
4. Hayden JA, van Tulder MW, Malmivaara A, Koes BW. Exercise therapy for treatment of non-specific low back pain. Cochrane Database Syst Rev 2005;20:CD000335.
5. Macrae IF, Wright V. Measurement of back movement. Ann Rheum Dis 1969;28:584-9.
6. Fairbank JC, Couper J, Davies JB, O’Brien JP. The Oswestry low back pain disability questionnaire. Physiotherapy 1980;66:271-3.
7. Yakut E, Düger T, Oksüz C, Yörükan S, Ureten K, Turan D, et al. Validation of the Turkish version of the Oswestry Disability Index for patients with low back pain. Spine (Phila Pa 1976) 2004;29:581-5.
8. Duruoz MT, Ozcan E, Ketenci A, Karan A, Kiralp MZ. Cross cultural validation of the revised Oswestry pain questionnaire in a Turkish population. Arthritis & Rheumatism 42 (suppl.):1200-999.
9. Ware JE Jr, Sherbourne CD. The MOS 36-item short-form health survey (SF-36). I. Conceptual framework and item selection. Med Care 1992;30:473-83.
10. Koçyigit H, Aydemir Ö, Fisek G ve ark. “Kısa Form-36’nın Türkçe Versiyonunun Güvenilirliği ve Geçerliliği”. İlaç ve Tedavi 1999;12:102-6.
11. Özcan E. Bel ağrılı hastaların konservatif tedavisi. In: Özcan E, Ketenci A, editors. Bel ağrısı Tanı ve tedavi. İstanbul, Nobel Kitabevi; 2002. p. 187-219.
12. Hansen FR, Bendix T, Skov P, Jensen CV, Kristensen JH, Krohn L, et al. Intensive, dynamic back-muscle exercises, conventional physiotherapy, or placebo-control treatment of low-back pain. A randomized, observer-blind trial. Spine (Phila Pa 1976) 1993;18:98-108.
13. Risch SV, Norvell NK, Pollock ML, Risch ED, Langer H, Fulton M, et al. Lumbar strengthening in chronic low back pain patients. Physiologic and psychological benefits. Spine (Phila Pa 1976) 1993;18:232-8.
14. Durmus D, Alayli G, Goktepe AS, Taskaynatan MA, Bilgici A, Kuru O. Is phonophoresis effective in the treatment of chronic low back pain? A single-blind randomized controlled trial. Rheumatol Int 2013;33:1737-44.
15. Ebadi S, Henschke N, Nakhostin Ansari N, Fallah E, van Tulder MW. Therapeutic ultrasound for chronic low-back pain. Cochrane Database Syst Rev 2014;14:CD009169.
16. Ebadi S, Ansari NN, Naghdi S, Jalaei S, Sadat M, Bagheri H, et al. The effect of continuous ultrasound on chronic non-specific low back pain: a single blind placebo-controlled randomized trial. BMC Musculoskelet Disord 2012;2:192.
17. Koldaş Doğan S, Sonel Tur B, Kurtaiş Y, Atay MB. Comparison of three different approaches in the treatment of chronic low back pain. Clin Rheumatol 2008;27:873-81.
18. Chou R, Huffman LH. American Pain Society; American College of Physicians. Nonpharmacologic therapies for acute and chronic low back pain: a review of the evidence for an American Pain Society/American College of Physicians clinical practice guideline. Ann Intern Med 2007;147:492-504.
19. Cecchi F, Pasquini G, Paperini A, Boni R, Castagnoli C, Pistritto S, et al. Predictors of response to exercise therapy for chronic low back pain: result of a prospective study with one year follow-up. Eur J Phys Rehabil Med 2014;50:143-51.